Sayfa:Yargıtay'ın 2016- 3508 esas ve 2017 - 5950 karar no'lu kararı .pdf.pdf/2

Bu sayfa doğrulanmış

FSEK'te m. 2- 6 arasında sayılan eser türleri arasına girmesi gerekir. Subjektif unsur ise FSEK m. 1/B, ortaya konulan ürünün, daha önce var olan eserlerden farklı olarak, onun yaratıcısının, yani sahibinin hususiyetini, özelliklerini taşımasıdır. Subjektif unsur olan, "sahibinin hususiyetini yansıtma" unsurunda, orjinallik eşiğinin yüksek tutulması ortaya yeni eserler konulmasını oldukça güçleştirecektir. O sebeple bu unsurun geniş yorumlanmasında eser sahipleri ve kamu açısından yarar bulunmaktadır. Bir musiki eser bestesinde, her defasında yeni bir müzik türünün veya melodisi itibariyle daha önce hiç yapılmayan yepyeni bir müzik eserinin oluşturulması gerekmez. Bir eserin oluşturulmasında, daha önce varlığı bilinen eserlerden ilham alınması ve esinlenmesi serbesttir, meğer ki intihal veya taklit bir eser ortaya konulmasın (... Açısından Müzik Eserleri, s.15- 16). Daha önce bilinen müzik akımları içerisinde yer alıp da, öncekilere nazaran farklı özellikleriyle ortaya çıkan müzik eserlerinin de özgün ve sahibinin hususiyetini yansıtan musiki eseri olarak kabulü gerekir. Esinlenilen müzik akımının anonim bir esere dair olması da sonucu değiştirmeyecek, anonim bir eserden ilhamla, kısmen de olsa farklı bir yorum tarzıyla ortaya konulan müzik eserinin FSEK kapsamında korunmasına engel teşkil etmeyecektir. Böyle bir durumda esere sağlanacak koruma, şüphesiz o eserin özgün olduğu kabul edilen kısımları itibariyle olacaktır. Dairemiz uygulamasında da, bir anonim musiki eserinin, özgün ve yeni bir müzik eseri haline getirilebileceği kabul edilmiştir (23.05.1974 T., 1974/1100-1805).

Somut olayda, bozma sonrası alınan ve mahkemece de benimsendiği anlaşılan bilirkişi raporunda; davacı tarafından oluşturulan "..." isimli musiki eserinin melodisinin, daha önce alenileşmiş olan musiki eserlerine benzemekle birlikte, onlardan farklı özellikleri ihtiva ettiği ve belirli bir emek ve çabayla oluşturulduğu, davalı şirketin ise yapımcılığını üstlendiği "..." ve "..." isimli müzik eserlerinde, anonim eserlere ait besteler yerine, davacıya ait besteyi izinsiz olarak kullandığı kabul edildiğine göre, davacının yukarıdaki ilkeler doğrultusunda eserden doğan haklarının ihlal edilip edilmediği tartışılmaksızın yazılı gerekçeyle birleşen dava yönünden davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Mahkemece, yukarda belirtilen ilkeler doğrultusunda, konusunda uzman başka bir bilirkişi heyetinden, kontrole elverişli bir rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden hükmün davacı yararına bozulması gerekmiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan sebeplerle asıl/birleşen davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün asıl/birleşen davacı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının istemi halinde temyiz edene iadesine, 01.11.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.