Sayfa:Yakın Çağlarda Türk Tiyatrosu Tarihi Birinci Cilt.pdf/17

Bu sayfa istinsah edilmiş

TÜRK TİYATROSU


lence yerlerinde seyyar ecnebi trupları ecnebi dillerinde temsiller vermeğe başladılar, rağbet gördüler.

Beyoğlundaki ecnebiler, ecnebi dili bilen yerli hırıstiyanlar ve bir kısım Avrupa görmüş Türkler bu temsilleri takip ediyorlardı. Ecnebi lisanı bilmiyenlerin de tiyatroya gelebilmelerini, bu suretle müşterilerin artmasını temin için temsilden önce piyes mevzuları Türkçe olarak hulâsa şeklinde yazılıp bastırılıyor, dağıtılıyor, gazetelerle de ilân ediliyordu. Bazan da piyesler aynen Türkçeye tercüme ettirilip bastırılıyor, satılıyordu.

Takvimi vakayi ve Tercümanı ahvalden sonra Türk dilinde intişar etmiş üçüncü gazete olan Ceridei havadisin 1842 yılında çıkmış bir sayısında böyle İtalyanca oynanmış bir piyesin kitap halinde çıkarılmış Türkçesinin ilânı vardır. [1]

Ayni gazetenin 19 Kânunusani 1845 tarihli sayısında da meşhur Fransız tiyatro muharriri Bomarşenin Sevil berberi isimli eserinin Beyoğlunda Hoca Naum tiyatrosunda temsili münasebetile izahat var. Bu arada şu satırlar yazılmıştır :

SEVİL BERBERİ

Galatada Hoca Naumun tiyatrosunda geçende başlanılan oyunda mebni olan berber fıkrasıdır.

Söyle ki: İspanyada Endülüs ülkesinin Kürsii hükûmeti bulunan İşbiliyye şehrinde anası babası ölmüş, vasi elinde, gayet hüsünlü ve zengin bir kız bulunup Bartölo namında bir ihtiyar vasisi olmakla mal ve emlâk ve iradını yemek için kızı kendisi almak ister. Lâkin asilzadegân takımından pek maldar ve ehli hüner bir delikanlı varmış. Oralarda bulunan Figaro nam berberin önüne düşmesi ve vasıtasile bittakrip hekimin hanesine girip rağmen kızı tezevvüç eder.

Faslı evvel - evvelâ oyuna şu veçhile iptidar olunur ki İspanya âdeti üzere kızlar ekseriya haremde oturup çokluk dışarı çıkmadıkları misillû balâda zikrolunan Rozita nam duhter gûya hanesinde otururken âşıkı didesi olan Kont Almaviva nam merkum delikanlı kendi derdini ifade için yine birtakım mızıkalarle kızın penceresi altına varıp türlü türlü nagamat icrasile nefis çalgılar çaldırır ve kendisi beraber nağmeler yapar. Sonra fecrin tulûu ile çalgıcılara para verip savuşturur ise de onlar kemali teşekkürlerinden yere düşerek tevazu ederler. Badehu âdet üzerine kız pencereden aşinalık eder, sevda üzere durur velâkin kimse zuhur etmeyüp kont Almaviva kızla görüşmek için beklediği nafile olup, yukarıda zikrolunan berber elinde saz nevinden çenk, bir-
  1. Metinlerle muasır Türk edebiyatı tarihi, Mustafa Nihat, Birinci cilt, 8. 266. 1980 İstanbul. Devlet matbaası.
 

13