Sayfa:Yabancı Göçmen İşçiler.pdf/33

Bu sayfada istinsah sırasında bir sorun oluştu

da toplumun en yoksul kesimlerini oluşturan farklı gruplar arasında bir yoksulların rekabeti ya da işe ulaşmaya ve işte tutunmaya yönelik bir mücadele yaratmaktadır. Bu, özellikle farklı işçi gruplarının üretime dâhil olduğu kayısı, narenciye, fındık, Antep fıstığı, pamuk, sebze üretimi gibi ürünlerde daha net bir şekilde yaşanmaktadır. Suriyelilerin tarımsal üretime dâhil olması ise hem yerli işçilerin bir kısmını alan dışına itmiş, hem de işçilik ücretlerinin aşağı doğru kaymasına etki etmiştir.

“Yoksulların rekabeti” olarak kavramlaştırdığımız bu olgu içinde aynı zamanda Türkiye'de yoksulluğun günümüzde yaşanan boyutlarına ilişkin önemli ipuçları barındırmaktadır. Yoksulluğun zamanla daha düşük gelirli ve daha 'marjinal” gruplara devredildiği bir sosyal hareketliliğinin taşıyıcısı olması belli bir toplumsal grup için sona gelmiştir. Bu bağlamda, en azından mevsimlik tarım işçilerinin de içinde olduğu farklı yoksul grupların işe ulaşma ve aynı işler için birbirleriyle rekabet ettikleri bir duruma geldikleri tespit edilmiştir.

Mevsimlik gezici tarım işçiliği Türkiye'de kırsal alanda farklı etnik kültürlerin karşılaşma ve çatışmalarının taşıyıcısı da olmuştur. Daha çok Türk kökenli bahçe/tarla sahipleri ile Şanlıurfa, Mardin ve Adıyaman gibi Güneydoğu illerinden gelen mevsimlik gezici tarım işçilerin yılın belli bir döneminde bir araya gelmeleri şeklinde yaşanan bu olgu, aslında kentsel alanlarda uzun yıllardır yaşanan ve kentsel antagonizm olarak adlandırılan yüzleşme, karşılaşma hâlinin daha homojen toplumsal yapısı olduğu düşünülen kırsal alanlarda gerçekleşen şeklidir. Yabancı göçmen işçilerin de mevsimlik tarımsal üretim sahnesine girmesiyle bu karşılaşmalar daha farklı etnik, dinî ve kültürel grupları da kapsamına almıştır. Zaman zaman gerilimleri ve çatışmaları da barındıran bir yapı teşkil etmeye başlamıştır. Sonuç olarak homojen kırsal sosyal yapıların dönüştüğü ve etnik, dinî ve kültürel olarak daha katmanlı, heterojen toplumsal yapılara dönüştüğü gözlenmiştir. Bu açıdan Türkiye'de mevsimlik gezici tarım işçiliği, hem tarım işçilerinin kendi aralarında yaşadıkları ve yaşayacakları çatışmalara ve karşılaşmalara gebe bir durum hâline gelirken hem de kırsal tarımsal üretimde yerli halk ile farklı etnik kökenden gelen işçiler arasında gerilimli bir ilişkinin taşıyıcısıdır. Bu bağlamda mevsimlik tarımsal üretim, gelecekte hem etnik ilişkilerin hem de tarımsal üretimin kendi içinde dönüşüm ve değişimlerin habercisi olarak analiz edilebilir.



Türkiye'de mevsimlik gezici tarım işçiliği, hem tarım işçilerinin kendi aralarında yaşadıkları ve yaşayacakları çatışmalara ve karşılaşmalara gebe bir durum hâline gelirken hem de kırsal tarımsal üretimde yerli halk ile farklı etnik kökenden gelen işçiler arasında gerilimli bir ilişkinin taşıyıcısıdır.


31