Küresel gelişmeler etrafında insanın ötekileştirilmesi ve ayrımcılığın giderek artması belki de en fazla yaşlıları etkilemektedir. Dolayısıyla, yaşlılar olumsuz bir takım etkilere maruz kalabilmektedirler. Bu anlamda yaşlılara yönelik olan ayrımcılığı ve insan hakları çerçevesinde bireylerin ötekileştirilmesini önlemek amacıyla 2002 yılında Uluslararası Eylem Planı hazırlanmıştır. Bununla birlikte Avrupa Birliği 2012 yılını kuşaklararası dayanışma yılı olarak ilan etmiştir Böylece kuşaklararası dayanışma enformel düzeyden alınıp formel bir çerçeveye oturtulması için hükümetler ve sivil toplum örgütleri yoğun bir uğraş içerisine girmişlerdir.
Ülkemizde de 2007 yılında Yaşlıların Durumu ve Yaşlanma Ulusal Eylem Planı yapılmış ve 2. Dünya Asamblesi sürecinde Yaşlanma Ulusal Eylem Planı hazırlanmış ve bu süreçte sivil toplum kuruluşları da yer almıştır. Bu eylem planı içerisinde var olan tavsiyeler niteliğinde ülkemizde "Yaşlı Dostu Şehir" planları oluşturulmuş fakat hayata geçirilmesi konusunda aynı başarı gösterilememiştir.
Bu bağlamda önemle durulması gereken bir nokta ülkemizde genel olarak yapılan yaşlılık araştırmalarının yanı sıra kırsal alandaki yaşlılara ilişkin çalışmaların az olmasıdır. Dolayısıyla genel anlamda yaşlıların problemlerini anlamaya ve gidermeye çalışırken kırsal alandaki yaşlılara ilişkin sorunların ne olduğunun daha iyi anlaşılabilmesi için saha çalışmalarıyla desteklenmiş akademik anlamda araştırmalara daha fazla ihtiyaç duyulmaktadır. Ancak burada üzerinde durulması gereken önemli bir nokta “kırsal” kelimesinin tanımında yaşanmaktadır. Ülkelerarası farklılıklar gösteren bu kelimenin tanımı ülkemizde, kurumlar arsında bile farklı olarak tanımlanmaktadır. Öncelikli olarak bu kelimenin tanımı konusunda birlik sağlanmalı ve nereyi kırsal olarak algılamamız gerektiğini belirlemeliyiz.
Diğer taraftan önemli gördüğümüz bir husus, ülkemizde henüz yeni gelişen Geriatri bilimi içinde bulunduğumuz demografik dönüşümün yoğun olarak fark edilmesiyle önemli bir bilim haline gelecek olmasıdır. Ancak yaşlılık konusu disiplinler arası bir konu olarak görülmeli ve konunun sadece tip bilimini ilgilendiren yanı değil sosyolojik, psikolojik, mimarlık, çevre düzenleme, iktisadi ve politik yönü de ele alınmalı ve bu yönde sosyal politikalar üretilmelidir. Bu politikaların üretilmesi için de enformasyonlara ihtiyaç duyulmaktadır. Beşeri ve iktisadi imkanların toplum yararına en uygun biçimde devreye sokulabilmesi için doğru enformasyonlara ihtiyaç vardır. Dolayısıyla ülkemizde yaşlılık ile ilgili bir veri bankası oluşturulabilir. Yerelde ise sivil toplum kuruluşları ile işbirliği yapılarak yaşlılık karneleri (scorecard) oluşturulabilir.
44