Sayfa:Sophokles - Antigone çev. Sabahattin Ali.pdf/20

Bu sayfa doğrulanmış

anladı. Cezbeli Menadları[1], yatıştırmak ve Bakkhos meşalelerini[2] söndürmek istemiş ve kaval çalan Musa'ları[3] kızdırmıştı.

İki kardeş denizin birleştiği[4] Kyani[5] kayalıklarının yanında Bosporos[6] kıyıları ve Trakya'nın Salmydessos'u[7] vardır. Ve orada Tanrı Ares bir zamanlar Phincus'un[8] iki oğlunun gözlerindeki müthiş ve kör edici yarayı gördü. Bu yaraları, Phincus'un kudurmuş karısı açmıştı. Göz çukurlarını hançerle değil, kanlı elleriyle ve mekiğinin sivri uçlariyle oymuştu.

Zavallı çocuklar acılarla kıvranıyorlar ve bahtlarına yanıyorlardı. Bedbaht bir şekilde evlenmiş olan analarından ıstırap için doğmuşlardı. Anaları çok eski Eektheus[9] sülâlesindeki ve babası Borceas'ın[10] uzak mağaralarında ve onun vücuda getirdiği fırtınaların içinde büyümüştü. Atları bile geride bırakıp dik yamaçlara tırmanırdı.[11] Bir Tanrı çocuğu idi[12] fakat o da evlâdını,[13] ihtiyar Moira'ların[14] elinden kurtulamadı.

(Teireslas, bir çocukla beraber gelir.)

TEİRESİAS - Thebai büyükleri, ikimiz aynı yoldan geliyoruz, fakat yalnız birimiz yolunu görüyor. Çünkü körler yollarını ancak bir rehberin elini tutarak bulabilirler.

KREON - İhtiyar Teiresias, bize ne haber getiriyorsun?

TEİRESİAS - Buna sana söyliyeceğim. Sen yalnız benim dediklerimi yap!

KREON - Şimdiye kadar da senin nasihatlarından hiç ayrılmadım.

TEİRESİAS - İşte bunun için de devlet gemisini iyi idare ediyorsun!

KREON - Gördüğüm iyilikleri daima kabul ve tasdik ederim.

TEİRESİAS - Düşün ki, saadetin şimdi de bir bıçağın keskin yüzünde duruyor.

KREON - Ne var? Sözlerin beni dehşete düşürüyor


  1. Menad'lar, diğer ismi Bakkha'lar Bakkhos'a ibadet eden ve bu tanrı için âyinler yapan kadınlardır. Uzun elbiseler giymiş, saçlarını dağıtıp omuzlarına atmış olarak tasavvur edilirlerdi. Ellerinde yılan, hançer veya Thyrsos değnekleri (üzüm yaprakları ve köknar dallariyle süslü kamış değnekler) taşırlardı. Ormanlarda koşup oynarlar, ceylan yavrularını yakalayıp diri diri parçalarlar ve bunların çiy etlerini dişleriyle koparırlardı.
  2. Bakkhai'ler gece âyinlerinde ellerinde meşaleler taşırlardı.
  3. Musa'lar Zeus'un kızlarıdır, dokuz tanedirler. Olympos dağında otururlar ve şarkılar söyliyerek tanrıları eğlendirirlerdi. Aktörlerin, mugannilerin, şairlerin hattâ bütün güzel sanatların hamisidirler. İsimleri şudur: Kleio, Euterpe, Tha'eia, Melpomene, Terpsikhore, Erato, Polymnia, Urania, Kalliope.
  4. İki kardeş denizden maksat, yalnız Boğaziçi vasıtasiyle birbirinden ayrılmış olan Karadeniz ve Marmaradır.
  5. Kyani kayalıkları Boğaziçi'nin kuzey nihayetindeki kayalıklardır.
  6. Bosporos: Boğaziçi
  7. Salmydessos, bugün Karadeniz sahilindeki Midye kasabasıdır.
  8. Bu parçanın anlaşılmasını, hem yunanca metindeki bozulmuş yerler, hem de tasvirin kısalığı güçleştirmektedir. Herhalde Sophokles bu efsaneyi bütün halkın bildiğini düşünerek ona böyle kısaca temas etmiş olacaktır. Efsane şudur: Trakya'da Salmydessos'ta hüküm süren Phineus karısı Kleopatra'dan ayrılmıştı. İkinci karısı İdeas'ın teşvikiyle Kleopatra'yı iki oğlu ile beraber diri diri gömdürdü, çocukların ayrıca gözleri de kör edildi.
  9. Kleopatra, Atina'nın ilk hükümdarlarından Erektheus'un torunu ve Boreas ile Oreithyia'nın kızıdır.
  10. Boreas, eski Yunan esatirinde, Trakya'da oturan ve poyraz rüzgârını temsil eden bir Tanrıdır.
  11. Boreas'ın oğulları Zetes ve Kalais kanadlı (yani süratli) olarak tasvir edilirdi. Sophokles burada Boreas'ın süratinin yalnız oğullarına değil, kızına da geçmiş olduğunu anlatıyor.
  12. "Bir Tanrı çocuğu idi", çünkü babası Bereas bir Tanrı idi, dedesi Erekhtheus da Tanrı Hephaistos ile Tanrı Cain'nın (toprak) oğlu idi.
  13. Koro burada, Evlâdım diyerek doğrudan doğruya Antigone'ye hitabediyor.
  14. Moira, (Lâtinlerde Parça ve Fata) hayatımızın müddetini tâyin eden mukadderat Tanrısıdır. Evvelâ bir tane idi, sonra üçe çıktı. Bu üç kadın tanrıdan Klotho ömrümüzün ipini eğirir, Lakhesis bu ipi elinde tutar, ve kendisinden kaçınmak mümkün olmıyan Atropos bu ipi keser.

    Bir rivayete göre Klotho mukadderatın karmakarışıklığını Lakhesis hayatın tesadüflerin oyuncağı olduğunu, Atropos ise yine ölümü temsil edermiş.