Sayfa:Sivas Katliamına ilişkin meclis araştırması.pdf/33

Bu sayfa doğrulanmış
-33-

içinde olduğu şeklinde kesin bir kaynaktan bilgi geldiğini beyan etmesi; Sivas olaylarının he­men arkasından Erzincan'ın Başbağlar köyünde PKK'nın gerçekleştirdiği korkunç katliam sı­rasında "Sivas Olaylarının intikamından bahseden bildirilerin bırakılması, Türkiye'de terörü ve karışıklıkları tırmandırmak isteyenlerin muhtemel niyetlerinin ne olabileceği konusunda dik­kate alınması gereken noktalardır.

  • Ne zaman, nasıl ve ne şekilde yerinden düşürüldüğü veya söküldüğü anlaşılamayan Atatürk Büstünün, Sivas olaylarına belli bir görüntü vermek isteyen meçhul failler tarafından hedef alındığı çelişkilerden anlaşılmaktadır. Müze görevlilerince düzenlenen tutanakta 21.30-21.40 sıralarında Kongre Binasının camlarının taşlanarak kırıldığı, olaylar sakinleştikten sonra dışarı çıkıldığında Atatürk Büstünün kaide üzerinden, eğim yerinden kırılarak yere düştüğünün görüldüğü belirtilmektedir.

Halbuki güvenlik güçlerinin havaya yoğun ateş açmasından sonra göstericilerin Emniyet olay tutanağına göre 20.25'ten sonra kaçışmaya başladığı ve topluluğun kısa sürede dağıldığı bilinmektedir. Topluluk dağıldıktan yaklaşık bir saat sonra bu olayın aynı grup tarafından gerçekleştirilmesi imkânsızdır. Üstelik bu sıralarda polis ve asker tam teyakkuz halindedir; sevk edilen 400 acemi er ve çevre il ve ilçelerden gelen kuvvetlerle birlikte olay mahallinin etrafı gü­venlik güçleriyle doludur.

Öte yandan büst 2.5 metrelik bir kaide üzerindedir ve 250-300 kg ağırlığındadır. Böylesine ağır bir büstün, insan boyunun ulaşamayacağı bir yükseklikten düşmesi halinde, karo taşlarla döşeli olan kaldırımın kırılması gerektiği halde, tutanağa ekli fotoğraflarda etraftaki çiçeklerde ezilme ve kaldırım taşlarında da kırılma görülmemektedir. Mahalli basın mensuplarının sokağa çıkma yasağından sonra gece indirilerek Müze Bina­sına konulduğunu savundukları Atatürk büstünün yerinden sökülüşü veya düşürülüşü Sivas Olaylarının karanlık noktalarından biridir.

  • Olaylar sonrasında genel kanaat ve ifadelere göre polis kurşunuyla çok sayıda insan yaralanmış ve ölmüştür. Yaralama ve öldürme olayları Madımak Oteli yangınını müteakip ka­labalık dağılırken ve olay mahalline uzak bölgelerde meydana gelmiştir. Kurşunla ölenler ve yaralananların failleri tespit edilmemiş, ilgili mercilerce konu üzerinde yeterince araştırma ve balistik incelemelerin yapılıp yapılmadığı bilinmemektedir. Sivas olaylarının önemli karanlık noktalarından birini oluşturan bu hususun aydınlatılmasında da zaruret vardır.

Arz ederim.

Doç. Dr. Abdullatif Şener
Sivas

MUHALEFET ŞERHİ

2 Temmuz 1993 günü Sivas'ta meydana gelen ve müessif bir şekilde sonuçlanan olayı araş­tırmakla görevlendirilen TBMM Araştırma Komisyonu raporu ciddî bir araştırma ve incele­menin ürünü olmakla beraber raporda bir kaç nokta yeterince aydınlığa kavuşmamıştır.

Şüphesiz bilinen şekilde sonuçlanan olayın hiçbir haklı gerekçesi olamaz. Ancak, olayda­ki tahrik unsurlarının da gözardı edilmemesi gerekir. Anayasamız herkesin düşünce ve kanaat hürriyetine sahip olduğunu; herkesin düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yol­larla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahip olduğunu söyler.

Türkiye Büyük Millet Meclisi
(S. Sayısı : 369)