Sayfa:Semdinli iddianame.pdf/95

Bu sayfa doğrulanmış

perde arkasındakilerin de deşifre edilmesi ve bu yönlü niyetlerin akamete uğratılması Devletin bekası ve siyasî istikrar için elzemdir.


Yukarıda anlatılan genel ve sonuç değerlendirme ışığı altında toplanan tüm dosya kapsamına göre kamu görevlileri olan şüpheliler Ali KAYA ve Özcan İLDENİZ’in Terörle Mücadele adı altında yola çıkıp bir süre sonra yasaların kendilerine verdiği yetkileri tam bir sorumsuzluk içinde yasadışılığı meşru sayıp amaçlarına ulaşmak için her yöntemi uygun yöntem olarak benimseyerek yanlarında kamu görevlisi olmayan eski bir PKK üyesi şüpheli Veysel ATEŞ’i de yanlarına alarak tam bir dayanışma ve işbirliği içerisinde hareket edip Seferi YILMAZ isimli şahsa zarar vermek veya bu şahsı öldürmek amacıyla suç tarihinde mezkur olayı gerçekleştirdikleri, Anayasamızın 6. maddesindeki “Hiçbir kimse veya organ kaynağını Anayasadan almayan bir Devlet yetkisi kullanamaz” hükmüne karşın şüphelilerin aralarında suç işlemek için anlaştıkları, bunun ise kamu görevlileri olan iki şüphelinin mevcut konumları itibariyle yapmış oldukları eylemin hukuk devleti kuralları içerisinde savunulur yerinin olamayacağı, terörle mücadele adı altında da olsa hukuk dışı bir yapılanma ve anlaşma ile devletin meşru güçleri gibi güç kullanarak yürürlükteki yasalar yerine kendi güç ve kuralları ile sözde yasalar oluşturmanın devleti hukuk devleti olmaktan çıkaracağı, bu koşullardan da güçlünün sözünün geçtiği, nerede başlayıp nerede sona ereceği belli olmayan her türlü yasadışılığın egemen olduğu bir sistem oluşacağı, sonuçta yurttaş devlet ilişkisinde hukuk kuralları yerine korku ve kaygının geçerli olacağı, bunun da bir Anayasa veya Yasa ihlalinin ötesinde bir hukuk ihlali niteliği taşıyacağı ve hukuk devletinin bütünü ile ortadan kalkması sonucunu doğuracağı, terör örgütü mensupları, teröre yardım ve yataklık edenler veya terör sempatizanları ile kısaca terörle mücadelenin olmazsa olmaz kuralının hukuk devleti içerisinde hukukî kurallar çerçevesinde olmasının gerektiği,


Bütün bu değerlendirmeler ışığında karşımıza şöyle bir tablo çıkmaktadır;

  1. Evrensel olarak kabul görmüş demokratik değerler olmakla birlikte bu değerlerin toplumsal yaşama aktaracak üzerinde mutabakat sağlanmış standart kurallar ve kavramlar bulunmamaktadır. Demokrasinin standardı ve kavramların anlaşılması toplumsal kültüre göre değişmektedir.
  2. Temelde Devlet denilen bürokratik aygıt ile seçilerek gelen siyasî hükümetler arasında bir gerilim mevcuttur. Bu gerilim zaman zaman gizli ve açık çatışmaya dönüşebilmektedir.
  3. Devletin bekasını korumak ve temsil etmekle görevli olan bürokratik aygıt içerisine sızmalar olması halinde bürokrasinin bizzat kendisi Devletin bekasını tehdit eder noktaya gelebilir.
  4. Her ülke istihbarat servisi ülke içinde ve dışında birtakım operasyonlar gerçekleştirir. Ancak kimi zaman kendinden menkul ideolojileri ile Devletin bekasını önceleyen ve kontrolsüz hareket eden gruplar ülke içerisindeki birtakım operasyonlara girişebilirler. Ancak vatandaşın hak ve özgürlüklerini tehdit eden bu tür operasyonların tasvip edilmesi mümkün değildir. Üstelik bu tür grupların lokal operasyonlarının üst politik emeller için kurgulanan büyük bir operasyonun parçası olma ihtimali de her zaman mevcuttur.
  5. Osmanlı’dan Cumhuriyet’e miras kalan ve Cumhuriyet’in ilanında da kabul edilerek devam ettirilen modernlik projesi Kürt milliyetçiliğinin ve siyasal

95