Sayfa:Semdinli iddianame.pdf/77

Bu sayfa doğrulanmış

süre geçtikten sonra bu sefer daha küçük çaplı bir ateş açıldı. O ateş açılması sonucu keşfi izlemekte olan halk feryat etmeye başladı, imdat sesleri geldi, bizi öldürüyorlar şeklinde bağrışmalar geldi, halk paniğe kapılarak bize doğru koşmaya başladı, Cumhuriyet Savcısı bu koşullarda keşif yapılamayacağını söyleyerek olay yerinden ayrılmak zorunda kaldı. Bizde oradan ayrılmak zorunda kaldık. En yakın hastaneye kendimi attım. Hastaneye vardığımda yaralanan 5 kişinin hastanede olduğunu gördüm. Yaralılardan Ali YILMAZ isimli vatandaşımız Yüksekova’ya gönderilirken yolda öldüğünü duydum. Bundan sonra ben Hakkâri Valisini ve İçişleri Bakanı’nı arayarak Şemdinli’deki bu durumu aktarmaya çalıştım. Özellikle Cumhuriyet Savcısının ve bir milletvekilinin hazır olduğu keşifte güvenlik görevlisinin neden ateş açtığını, bunun durdurulması gerektiğini, olayın ilçede gerginliğe yol açacağını belirttim. Hakkâri Valimiz o sırada Şemdinli ilçesine intikal etti. Daha sonra beni de hastaneden alarak İlçe Jandarma Alay Komutanlığı’nda bir değerlendirme toplantısı yaptık. Bu toplantıda başta Sayın Valimiz Erdoğan GÜRBÜZ, İl Alay Komutanı, İl Emniyet Müdürü, Şemdinli Cumhuriyet Savcısı, Hakkâri Cumhuriyet Başsavcısı, ben, Yüksekova ve Şemdinli Belediye Başkanları vardı. Toplantı yapıldı. Yarıda bırakılan keşfin yeniden yapılması ve aynı gece bitirilmesi için bir değerlendirme yapıldı. Çünkü halkın talebi bu keşfin, o incelemenin aynı gece bitirilmesi yönündeydi. Halk inceleme yapılmadan dağılmayacağını söylüyordu. Güvenlik sağlandı, aynı gece saat 21:00 civarında tekrar araç başına gidildi ve araçta keşif tamamlandı. O gün bulunduğum sırada vatandaş tarafından yakalanan ve güvenlik güçlerine teslim ettikleri üç kişiyi sorduğumda, iki kişinin mevcut olmadığını, sadece bir kişinin göz altına alındığını, bu kişinin ismini sorduğumda ismini bilmediğini ifade ettiler. Israrla diğer iki kişinin de gözaltına alınması gerektiğini halkın talebi olarak ileri sürmeme rağmen böyle şahısların mevcut olmadığını askerî yetkililer ifade etti. Yani iki gün içindede tüm sorularımıza ve taleplerimize rağmen ortaya çıkan aracı askerîyeye ait olduğu ve o araçta bulunun şahısların istihbarî görev yapmak üzere olduklarını kimse bize söylemedi. Aradan iki gün geçtikten sonra onların görevli oldukları ve aracın jandarmaya ait olduğu ileri sürüldü. Şemdinli halkının merakla beklediği bir açıklama yapılmasıydı. Ancak iki gün suskun kalan hiçbir yetkiliden olaya ilişkin açıklama yapılmadı. Vatandaşlarımızda sürekli bu olayın ortaya çıkarılmasını, olayın failleri olan diğer iki kişinin de göz altına alınmasını talep ediyorlardı. Bu kişinin bilinmediğini söylediler. Ben bunların bilinebileceğini, araçta tartaklama olduğunu, vatandaşlar tarafından yapılan müessir fiil ile hatta birisinin yaralandığını ve bunların kamu görevlisi olduklarını ve kolayca bulunabileceklerini belirttim. O aşamada bu kişilerin asker kişiler olduğu belli olmuştu. Bu kişilerin ilk aşamada emniyette veya jandarmada oldukları yönünde bilgi yoktur. Âdeta bu kişiler saklandı. Ancak halkın yoğun baskısı üzerine bildiğim kadarı ile bu kişiler gözaltına alınmadan 12.11.2005 tarihinde Savcılığa çıkarıldılar ve ifadeleri alındıktan sonra serbest bırakıldılar. Bunların serbest kalması kamuoyunu rahatsız etti, tekrar gerginliğe sebebiyet verdi. Bu olayın açığa çıkarılması gerektiğini yetkililere ilettik. Benim orada gördüğüm tüm ortaya çıkan kanıtlara ve orada o anda hazır olan görgü tanıklarının anlatımlarına göre olay “Suçüstü” bir olaydır ve eylem iki kamu görevlisinin ve bir itirafçının olduğu üç kişilik ekip tarafından gerçekleştirildiği açıktır. Bunun lokâl bir olay olmadığı kanısındayım. Geçmişte de benzer olaylar bölgede yaşandı. Örneğin Yüksekova Çetesinde de yine itirafçı vardı ve yine asker kökenli kamu görevlileri vardı. Şemdinli de ortaya çıkan olay tamamen devletin içerisine girmiş, yasadışı işler yapan çetelerin ortaya koyduğu hukuk dışı bir eylemdir. Ancak bunların kendi başına yaptıkları lokâl bir olay olarak görülemez. Bunun bağlantıları da

vardır. Talimat aldıkları yerler vardır. Bunların tümünün araştırılmasına ihtiyaç vardır.

77