Sayfa:Semdinli iddianame.pdf/76

Bu sayfa doğrulanmış

karışıklıklar artık bitsin. Bu karmaşayı yaratanlara meydan verilmesin, biz bunu istiyoruz. Halkın yargıya güveni vardır. Bu olayların üzerine gidilsin. Bu olaylar nereye kadar gidiyor, kimlere ulaşıyor. Biz onların tespitini istiyoruz. Bunlar açıklığa kavuştuktan sonra bu olayların biteceğine inanıyorum. Şeklinde Beyanda Bulunmuştur.


5 - Tanık Esas CANAN Beyanında : Ben hâlen Hakkâri Milletvekili olarak görev yapmaktayım. 09.11.2005 günü Yüksekova ilçesindeydim. Öğle saatlerinde Şemdinli ilçesinden telefon geldi. Telefonda; Şemdinli ilçesinde bir patlama olduğunu, bir kişinin öldüğünü ve yaralananların olduğunu ayrıcı üç kişinin de yakalandığını söylediler. Ne yapmalarını gerektiğini söyleyen kişilere ben bu üç kişiye zarar vermemelerini, üzerlerinde kimlik vs belge var ise güvenlik güçlerine teslim etmelerini söyledim. Telefon görüşmesini müteakip Şemdinli ilçesine intikal ettim. Buraya geldiğimde çarşıda çok yoğun, öfkeli bir kalabalık vardı. Onlardan kısa bir bilgi aldım. Daha sonra halk tarafından abluka altına alınan aracı gösterdiler. Pasajda bir kişinin öldüğünü, altı kişinin yaralandığını, failleri güvenlik güçlerine teslim ettiklerini söylediler. faillerin kullandığı beyaz aracı gösterdiler. Bu olay ile ilgili ne varsa aracın içerisindedir, onun için biz bu aracın incelenmesini istiyoruz dediler. Onun üzerine ben o insanları sabırlı ve sağduyulu olmaya çağırdım. Gerekenlerin yapılacağını söyledim. Yetkililer ile görüştükten sonra Hükümet Konağı’na giderek ilçenin Kaymakamı, Emniyet Müdürü, İlçe Savcısı askerî yetkililer ile görüştüm. Araç üzerinde incelemeler yapılması gerektiğini, halkın talebinin bu yönde olduğunu söyledim. Halkın abluka altına aldığı aracın kime ait olduğunu askerî yetkililere sorduğumuzda bana bize ait değil dediler. Bunun üzerine araç üzerinde inceleme yapılması gerektiğini tekrar söyledim. Yetkililer çarşıda güvenlik olmadığını, halkın dağılmasını, halk oradan dağılmadıkça sağlıklı bir keşfin yapılamayacağını söylediler. Bunun üzerine tekrar çarşıya gelerek halkı teskin etmeye, sağlıklı bir keşfin yapılabilmesi ve Cumhuriyet Savcısının rahat çalışabilmesi için aracın etrafının boşaltılması gerektiğini, Milletvekili olarak yardımcı olacağımı söyledim. Bunun üzerine halk biraz geri çekildi. Bu durum Cumhuriyet Savcısına iletildikten sonra Cumhuriyet Savcısı beraberinde İlçe Emniyet Müdürü, Belediye Başkanı, birkaç avukat arkadaşımız ile birlikte aracın başına geldiler. Benim de bulunduğum bir ortamda araç üzerinde keşfe başlandı. Keşif esnasında aracın bagajı açıldı. Bagaj açıldığında; üç adet kalashnikov marka silâh, on adet mermi dolu şarjör, güvenlik güçlerinin kullanmakta olduğunu tahmin ettiğim kamuflaj yeleği, bomba imâlinde kullanıldığı söylenilen bir takım malzemeler, dört adet dosya, bir çanta içerisinde Makine Kimya menşeili iki adet el bombası ele geçirildi. Bunlar Cumhuriyet Savcısı tarafından birer birer zapta geçirildi, tespit edildi. Orada bulunan dosyalardan bir tanesinin incelenmesinde o zamana kadar kime ait olduğu bilinmeyen aracın Jandarmaya ait olduğu, dosya içerisinde bulunan tescil belgesinden anlaşıldı. Dosyanın içerisinde aracın tesellüm belgesi, kime emanet edildiği, görev belgesi, Karabük’ten getirildiğine ilişkin belgeler görüldü. Diğer kısım dosyalarda şahıs isim listelerinin bulunduğu, sakıncalı, devlet yanlısı, devlet yanlısı olmayan şeklinde Hakkâri bölgesinde bulunan aşiret yanlısı ve aşiret ileri gelenlerinin isimleri görüldü. Bu inceleme devam ederken akşam karanlık olmuştu. O sırada bir panzerden bizim bulunduğumuz yere doğru ateş açıldı. Kısa bir panik yaşandı. Ben Emniyet Müdürü’ne dönerek, “Müdür Bey ne oluyor, burada Cumhuriyet Savcısı inceleme yapıyor, böyle bir şey olamaz lütfen müdahale edin, bunu durdurun” dedim. İlçe Emniyet Müdürü de cep telefonuna sarılarak müdahale etmeye çalıştı. Ancak bir süre devam etti. İlk tedirginlik yaşandıktan sonra keşif yine devam etti. Aradan kısa bir

76