Sayfa:Semdinli iddianame.pdf/53

Bu sayfa doğrulanmış

350 000 000, 50 000 mark yardım etmişler -o zaman marktı, euro yoktu- bunlar neredeyse getireceksin." Yahu dedim, siz bir on gün evvel Mehmet Emin Altındağ Hizbullah diye, şimdi onbeş gün sonra nasıl oldu da birden bire PKK'lı oldu; bu uydurmadır dedim, yapmayın böyle şeyler. Avukatlarımızı çağırdık, ta Ankara'dan avukat geldi. Dedi: "Getirirsen getir, getirmezsen firar diye nerede bulursak vuracağız onları veyahut ancak Avrupa'ya geçerse şey ederiz." Bunlar, burada, açtım o konuyu. Şimdi, bunlar, belgenin... Bana belgeyi getirdiler, "çocukların 24 saat içerisinde burada teslim olacak." Çağırdım çocuk geldi, çocuklar geldi, Ankara'da idi. Savcılığa gittiler. Ben de gittim, Kolordu Komutanına direkt gittim, Yaşar Büyükanıt, Korgeneral, Paşam dedim, ben burada bir medya sahibiyim ve devlet yanlısı politikam vardır ve PKK'yla mücadele etmişim. Bak, Altındağ Dinlenme Tesisleri daha bir senesi bitmedi PKK baskın yaptı, orada insanlarımızı öldürdü. Nereden çıktı, 10 gün evvel, 15 gün evvel ben Hizbullahtan gözaltına alınıyorum, bir şey tutturulmuyor, 15 gün sonra PKK'lı oluyorum. Bir aile 15 gün içerisinde nasıl Hizbullah oluyor, nasıl PKK oluyor?! Hıı… Güldü, gülüyor... "Mehmet Ali Bey bir şey olmaz, senin çocukların şey edecek, şey olur, sen eve gitmeden çocuklar bırakılacak, merak etme" dedi. Peki, teşekkür ederim Paşam dedim, çıktım. Çıktım, kapıda çocuk aradı, "baba bizi tutukladılar" dedi. Allah Allah!.. Oğlum tutuklasın, bir şey olmaz, ne yapalım. Çocukları tutuklamaya gönderdi ve tutukladılar. Ben o arada tutukluyken, ertesi gün bir dostumla beraber MİT Başkanına çıktım, bu Cemal Uzgören'e çıktım, dedim ki...

SORU - MİT Bölge Başkanı o tarihte?

CEVAP; Evet, Cemal Uzgören, MİT Bölge Başkanı. Gittim yanına. Sayın Başkan dedim, ben Mehmet Ali Altındağ, biliyorsunuz, beni tanıyorsunuz, nihayet MİT Başkanısınız. Ben burada iş yapıyorum. En azından 1 000-1 500 potansiyel işçiye sigorta ödüyorum, işçilerim vardır. Benim gazetem, televizyonum ve devlet yanlısı yayınlarım vardır. PKK ile veya terör örgütleriyle, PKK olsun, Hizbullah olsun, ben hepsiyle mücadele veriyorum. "Ay Mehmet Ali Bey, sen biliyorsun sen neleri yazıyorsun. Sen biliyor musun sen neleri yazıyorsun, sen farkında mısın" dedi. Dedim ben neyi yazıyorum; PKK aleyhinde yazı yazıyorum, başka bir şey yazmıyorum ki. Hortumlamanın, hırsızlığın, rüşvetin, itibarsız insanların, iradesiz insanların aleyhine yazı yazıyoruz ve tespitlidir yazılarımız. "Bir şey olmaz sen git, 1520 gün çocukların yatsın, biraz ders olsun sana" dedi. Aynı bu lafı söyledi. Çağırın gelsin buraya, yüzyüze konuşalım. Dedim benim çocuklarım 3 gün yatmaz, eğer Türkiye Cumhuriyeti Devleti hukuku varsa, hâkim varsa, savcı varsa; çünkü, suç yoktur dedim, 3 gün de yatmaz. Aha ben gidiyorum, itiraz ediyorum. Avukatlarımla gittim, itiraz dilekçisi yazdım. Gerçekten hâkimin yanına dosya gitti, yahu ayıp ya, tutarsız, dayanaksız, keyfî maceralar peşine girmiş bir devlet orada. Çocukları serbest bıraktılar. Çocuklar serbest bırakıldı. Bırakıldıktan sonra bu sefer mahkeme devam etti, hâkimler yazının aslını, kökenini, asaletini İstediler. Bu yazıdır. Orada aynı resmî yazı geliyor yine Kulp'tan, jandarmadan, o da var...

SORU - O yazıdır dediğiniz hangisi? CEVAP; Burada elyazısıyla yazılı efendim. SORU - Zaten o dosyayı verecek bize.CEVAP; Hayır, orada da var.SORU ;Sayfa var mı, sayfası?CEVAP; Buyurun bu yazı.SORU - Elyazısıyla olan değil mi?CEVAP; elyazısı efendim. SORU - Peki, bunun orijinal hali var mı?MEHMET ALİ ALTINDAĞ - Dosyasında.SORU - Mahkeme dosyasında.SORU - Orijinal hali mahkemede; tamam.

CEVAP; Tabiî, resmî dosyada, yani, mahkeme dosyasında. Şimdi, bunları,

tabiî, mahkeme, bizim avukatlarımızın istekleri üzerine incelemesine girdiler, sakat olup olmadığına dair emniyet lâboratuvarına gönderdiler. Emniyet raporu da var burada, kriminal şeyi. Tamamıyla sakat ve sahte

53