Sayfa:Semdinli iddianame.pdf/49

Bu sayfa doğrulanmış

sindirmek için böyle bir sahteciliğe başvurdular. Bunu 7. Kolordu Komutanlığından çıkmış gibi gösterdiler. Ne hazindir ki 7. Kolordu Komutanlığı da bunlara uydu. Kıdemli Albay Reha ŞATANA ile Albay Erkan TAVŞANLI o dönemde Kolordu Komutanı namına DGM Cumhuriyet Savcılığına sahte belge ile ilgili yazılar yazdılar. O dönemin Kolordu Komutanı da Yaşar BÜYÜKANIT’tı bu yazılara onay verdi. Askerî bir teamül olarak hiçbir asker üstü namına ondan habersiz bir işlem yapamaz. Dediğim gibi bu belgelerinde sahte olduğu ortaya çıktı. Diyarbakır 4 Nolu DGM tarafından araştırma yapıldı. Kulp Jandarma Komutanlığı’nın mahkemeye verdiği cevabî yazıda bizim yargılamamıza konu sahte belgenin teröristlerden ele geçmediğini beyan ettiler. Yine belgenin sahte olduğu İkinci İç Güvenlik Tabur Komutanlığı tarafından mahkeme başkanlığına iletildi. Mahkemede bunlara dayanarak araştırma neticesinde beraatimize karar verdi. Başsavcı Nihat ÇAKAR kararı temyiz etti, ancak Yargıtay onayladı. Buradan gelmek istediğim husus Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde terörle mücadele adı altında birileri rant temin ve terörü gündemde tutmak, huzursuzluk çıkarmak amacıyla Ali KAYA’nın en son yaptığı eylemler yapılmak isteniyor. Ali KAYA Diyarbakır’da bu işleri yaparak iş adamlarından büyük miktarda paralar toplamıştır. Hatta internet haberine göre de şu anki Kara Kuvvetleri Komutanı olan ve Ali KAYA için “iyi çocuktur, suç işlemez” diyen Yaşar BÜYÜKANIT Kuşadası’nda bir çok emekli paşa ile arsayı ucuz bir fiyata lüks villalar inşâ etmektedirler. Kooperatifin başkanı ise bildiğim kadarı ile bir astsubaydır. Yani ülkeyi terörle mücadele havası ile bu bölgede olağanüstü hâl yönetimi ile ülkemiz yönetilmek isteniyor. Maalesef yasadışı uyuşturucu, silâh kaçakçılığı gibi işlemler böyle devlet içerisine yerleşmiş illegal bir takım gruplar tarafından yapılmaktadır. Bu iddiam yıllardır bölgede oynanan oyunları ve terörün bir türlü bitirilmemesinin bir sonucudur. Yani terör devlet içine yerleşmiş özellikle silâhlı kuvvetlerimizin içine yerleşmiş bu türlü illegal gruplar tarafından bitirilmek istenmiyor. Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi böylece gündemde tutuluyor. Terör örgütleri bunlardan palazlanıyor, yani faydalanıyor, şanlı silâhlı kuvvetlerimiz bölgemizde birçok başarılı işlemler yapmıştır ancak içindeki bu illegal örgütler silâhlı kuvvetlerimizin şerefli ve onurlu yapısına gölge düşürüyor. Bu illegal yapılanmayı polis teşkilâtında pek göremiyoruz. Şemdinli olayları bize göre silâhlı kuvvetlerimizin içindeki bu yapılanmanın yaptığı olayların en son halkasıdır. Devletimiz, ordumuz istese terör anında biter. Ancak dediğim gibi terör bitirilmiyor. Bundan bölgemiz, vatandaşlarımız ve tüm ülkemiz etkileniyor. Artık biz ülkemizin her yöresinden şehit görmek istemiyoruz. Millet bıktı, gerekirse ben Ali KAYA ile mahkemede de yüzleşirim. Yaptıklarının hepsi ortadadır. Ben tanıklık yaptım, gerekirse dâvâcıda olacağım, bu ifademi ayrıca Türkiye Büyük Millet Meclisi Şemdinli Olaylarını Araştırma Komisyonuna ve Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığına da verdim. Hepimizin beklentisi devletimizin içerisine yerleşmiş olan illegal yapılanmaların ortaya çıkarılması ve hesap vermelerinin sağlanmasıdır. Ayrıca itirafçı Abdulkadir AYGAN o dönemde bir iş adamından aldıkları para karşılığı Ali KAYA’nın organizesi beni öldürmeyi planlamışlardı. Aynı iş adamı yani Ali İHSANKAYA yine bu gizli JİTEM organizesine danışarak illegal bir girişim yapmışlar, PKK militanları tarafından benim Diyarbakır’ın dışında olan iş yerlerim, dinlenme tesislerim silâhlı saldırıya uğramıştır, 8 insan ölmüştür, 12 insanda ağır yaralanmıştır, netice itibariyle bu iş adamı PKK ile işbirliği yaptığı için TCK. 169. maddesinden ceza almıştır. Kendisi Ali KAYA’nın has adamıdır. Ben bu olaylar sebebi ile bir vatandaş olarak bildiklerime şahitlik yapıyorum, ayrıca Ali KAYA’dan, organizasyonun içinde olan ve isimleri geçen kişilerden şikâyetçiyim, şeklinde beyanda bulunmuştur.

49