Sayfa:Semdinli iddianame.pdf/33

Bu sayfa doğrulanmış

9 Ekim 1998 tarihine gelindiğinde ise örgütün lideri Öcalan uluslar arası baskılara dayanamayarak Suriye’den çıkmak zorunda kalmış ve akabinde 15 Şubat 1999 tarihinde Kenya’da yakalanarak Türkiye’ye getirilmiştir. Örgütün lideri can güvenliği endişesiyle 1999 yılı Eylül ayından itibaren yurt içerisindeki kırsal kadrolara yurt dışına çekilme emri vermiş sonrasında ise mahkeme savunmalarında yeni paradigmayı ve stratejik dönüşümü ilan etmiştir. Yine bu dönemde elebaşısının emri ile Avrupa alanından ve Kuzey Irak’tan 8’er kişilik grupların sözde barış elçisi olarak gelip teslim oldukları görülmüştür.

Terör örgütü belirtilen dönemde içerisine düştüğü ideolojik bunalımı aşmak ve gerek taktik gerekse siyasî liderliğin yerini doldurmak için 2002 yılı Nisan ayında gerçekleştirdiği VIII. Kongre ile PKK olan ismini KADEK (Kürdistan Özgürlük ve Demokrasi Kongresi) olarak değiştirmiştir. Örgüt isim ve yapı değişikliği ile uluslar arası düzlemde meşru bir görüntü sergilemek istemesinin yanında müzahir kitlesini daha rahat eyleme geçirmeyi hedeflemiştir.

Abdullah ÖCALAN’ın mahkeme savunmaları incelendiğinde Türkiye’nin AB sürecine önem atfettiği görülmektedir. İlk başta “Kopenhag Siyasî Kriterleri” çerçevesinde taleplerini revize eden örgüt bunların karşılanması ve Türkiye’nin adaylığının kabul edilmesi ile birlikte taleplerini genel affın çıkartılarak Öcalan ve üst düzey kadronun siyasî hayata katılımının sağlanması, Devlet tarafından Kürtçe Eğitimin yapılması, Öcalan’a uygulanan (sözde) tecritin sona erdirilmesi vb. ütopik hedefler indirgemiştir.

ABD’nin ve Çok Uluslu Gücün Irak’ı işgale hazırlandığı 2003 yılı Mart ayından itibaren ise Ortadoğu bölgesinde ortaya çıkan belirsiz durum ve işgal unsurlarının örgüte takınacakları tavrın belirsizliği karşısında Öcalan’ın emri ile Türkiye, İran ve Irak’ın sınırlarının kesiştiği alanda yer alan bölgeyi “Medya Savunma Bölgeleri” ilan etmiştir. Yine 2002 yılı içerisinde Irak’ta faaliyet göstermek üzere PÇDK (Kürdistan Demokratik Çözüm Partisi) kurulmuştur. Terör örgütü böylece hem kendi güvenliğini sağlamayı hem de Kuzey Irak’taki parçalı yapı içerisinde etkin rol almayı arzulamıştır. Kasım ayında ise KADEK feshedilerek KONGRA-GEL kurulmuştur. Örgütün bu yeni yapılanmasında asıl amacı işgal ile ortaya çıkan yeni duruma uygun olarak yapılanmak ve geniş bir tabana ulaşmak olmuştur.

Irak’ın işgali sürecinde bölgede rol alma arzusunda olan PKK/KONGRA-GEL terör örgütü ABD’ye bölgedeki statükocu devletleri çözen bir güç olarak bakmıştır. Bu sebeple bizzat liderinin ağzından yeni yapılanmada öne çıkmak için işgal güçleri ile temasa geçilebileceği de belirtilmiştir. İşgal sonrasında ise Irak’taki durumun belirsizliği karşısında örgüt içerisinde ABD’liler ile ilişkileri yürüten kanat tasfiye edilmiştir. Tasfiyenin görünen gerekçesi ise kitle eylemselliğinin silâhlı faaliyet ile desteklenememesi ve başarısız olunması olarak açıklanmıştır. Örgüt buna rağmen Abdullah Öcalan’ın yakalanmasını Türkiye’de örgütün etkisizleştirilmesine yönelik bir operasyon olarak değerlendirmektedir. Örgütün lojistik zorunluluklardan ötürü Irak’ta ABD’ye karşı temkinli bir tavır içerisindedir. Irak’ın Kuzeyindeki Kürt gruplarını siyasî kazanımları ise desteklenmekte ve federal bir yönetim desteklenmektedir.


Terör Örgütü PKK/KONGRA-GEL ile Bölgenin SosyoEkonomik Yapısı Üzerine ve Terörün Sebeplerine İlişkin Değerlendirmeler
33