Sayfa:SESSİZLİK ARAYIŞI BİR WITTGENSTEIN OKUMASI.pdf/9

Bu sayfada istinsah sırasında bir sorun oluştu

Sessizlik Arayışı. Bir Wittgenstein Okuması

"yaygınlaşmış" felsefi öğreti, kendi anlamsızlığını "anlaşılmazlığına" dizilen övgülerle gizleme çabasındadır. Elinde, "anlaşılmaz olmak" dışında bir şey kalmayan felsefenin, entelektüel etkinliğin, bu anlaşılmazlığı görünür kılarak kendi farkını olumlamak dışında yapabileceği bir şey yoktur. Kendisinin karikatürüne dönmüş olan bir felsefe ve onu oluşturan gürültüler yığını, anlaşılmaz oluşunun onayını, onu "anlamayanlardan" talep eder. O, bir bakıma, "küçümsediğinin" tutsağıdır. Bu tutsaklık anlaşılmazlığın kibrinin ve onu "anlamayanlarca" kendisine bahşedilen itibarın örtüsü ardına saklanır. Anlaşılmazlığın duvarları ardından seslenen kibir de, esasında, bu tutsaklığının nedeninden doğar: Aslında olduğunu iddia ettiği şey olmayışından, yani felsefenin, artık “felsefe" olmayışından.


Benedictus Spinoza'nın (2015: 96) ifade ettiği gibi, kibir "kendine kendinde bulunmayan bir yetkinlik" atfetme durumunda açığa çıkar. Günümüz felsefesinin bulanıklığa, gürültüye ve anlaşılmazlığa olan ihtiyacı ve tüm bunlardan oluşan kibrinin kaynağında böylesi bir "yetkinsizlik" yer almaktadır. Wittgenstein'ın felsefesi, tam da bu noktada, bu yetkinsizliğin ifşası yoluyla, kibrin alaşağı edilmesi, gürültülerin ve bulanıklığın sonlanmasını ifade eder. Bu, öğreti olarak felsefenin, "dil biçimlerimizin yanlış yorumlarıyla ortaya çıkan" sorunlarla yarattığı derinlik yanılsamasının, onun ayartıcı derinliğinin sarsılmasıdır: "Felsefe, zekâmızın dil aracılığıyla büyülenmesine karşı bir mücadeledir" (Wittgenstein, 2006: 67). Bu büyüleniş, yukarıda değinilen ayartıcı ifadelerin oluşturduğu gürültülerin, bulanıklığın olanaklılık koşuludur. Nitekim Wittgenstein'ın (2006: 120) aktardığı üzere dildeki bir ifadeyi, daha "karmaşık" olan bir başkasıyla ikame etme işleminde büyülenişin kaynağı olan bir yanılsama söz konusudur: Böyle yaparak "biz sanki anlamın tonlarına ilişkin konuşuyormuşuz" gibiyizdir. Kullanılan ifadelerle değiştiğine ikna olunan anlam yoğunlukları, son kertede, anlaşılmazlığın inşasına katkıda bulunur. Wittgenstein'ın penceresinden "bugün"e bakıldığında, anlam yığınlarının tüm bulanıklığı


Uludağ Universitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi
Uludağ University Faculty of Arts and Sciences Journal of Social Sciences
Cilt 22 Sayı: 41 / Volume: 22 Issue: 41

1499