Sayfa:SESSİZLİK ARAYIŞI BİR WITTGENSTEIN OKUMASI.pdf/6

Bu sayfada istinsah sırasında bir sorun oluştu

Sessizlik Arayışı: Bir Wittgenstein Okuması

felsefi içeriminin yanı sıra, güncel durumumuzu ilgilendiren iki boyutu daha vardır. İlki Wittgenstein’ın kendi yaşamıyla ilişkilidir; ikincisi ise, Türkiye’de hüküm süren entelektüel ve akademik iklimle ilgilidir. İlk boyutla devam edilecek olursa, değinilen saptamanın etik içeriği, her şeyden önce, Wittgenstein’ın felsefi çalışmalarıyla tezat oluşturuyor gibi görülebilir. Nitekim Tractatus’ta (Wittgenstein, 2013: 167), açıkça etiği ve estetiği aşkın, “değer taşıyan bir değer olarak” dünyanın dışında konumlandırmış; bu iki değer hakkında da konuşulamayacağını ifade etmiştir: “(...) Etikte hiçbir tümce bulunmaz”. Bununla birlikte, felsefenin Wittgenstein için bir öğreti değil, etkinlik olduğunu hatırlamak önemlidir. Raymond Geuss’un da (2019: 254-255) dile getirdiği üzere, Wittgenstein için felsefi etkinlik içindeki tutum değiştirmenin, “yanıldım” demenin sahip olduğu etik değerler, manevi kaygılar üzerinde bir etkisi yoktur. Dolayısıyla, filozofun manevi ilgileri ve etik kaygıları, kendi felsefi etkinliği dışında bir öneme sahiptir. Wittgenstein bu anlamda, kendi ahlâkî seçimlerini ciddiye alan, kendini fazla önemseyen, felsefi yanılgılarını yaşamlarında “düşünülmeyecek” şey hâline getiren düşünürlerden ayrılır. Bir diğer ifadeyle, felsefi yanılgılarını etik tutumunu etkileyecek bir “özür” olarak görmez. Böylelikle, ilk bakışta tezatmış gibi görünen hususun, Wittgenstein için anlamsızlıktan ibaret olduğu söylenebilir.


Felsefi uğraşısına dair tutumunun aksine Wittgenstein, kendi yaşamında “olduğu şeyde” ısrar eden bir kararlılığa sahiptir: “‘Yalnızca kendini düzelt’ diyecekti Wittgenstein (aktaran Monk, 2005: 45) daha sonra birçok arkadaşına, ‘dünyayı düzeltmek için yapabileceğin tek şey bu’”. Benzer bir şekilde, “devrimci, kendinde devrim yapabilen olacaktır” diye yazar Kültür ve Değer ’de (Wittgenstein, 2017: 174). Bu husus, Wittgenstein’ın kendi yaşamıyla felsefi etkinliği arasında bir tür köprü gibidir. Kendi yaşamından bir parçayı, felsefi etkinliğinin özü kılmıştır, bir diğer ifadeyle: “Felsefe üstünde çalışmak -birçok bakımdan mimarlık çalışması gibidir- daha çok kendi üstünde çalışmaktır. Kendi


Uludağ Universitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi
Uludağ University Faculty of Arts and Sciences Journal of Social Sciences
Cilt 22 Sayı: 41 / Volume: 22 Issue: 41

1496