Sayfa:Kürk Mantolu Madonna.djvu/98

Bu sayfa doğrulanmış
98
KÜRK MANTOLU MADONNA

larla yaşatılmıya çalışıldığını gördükçe biraz da hallerine acırım. Biliyor musunuz, Berlinde senenin ancak yüz gününde hava açık ve güneşli, iki yüz altmış beş gününde kapalıdır. Limonlukların projektörleri ve sunî güneşleri bu ağaçların ışığa ve sıcağa alışmış yapraklarını doyurabilir mi? Buna rağmen yaşıyorlar, kurumuyorlar... Ama buna yaşamak denir mi?. Canlı bir mevcudu kendi­sine uygun olan iklimden ayırarak, birkaç meraklının key­fi için bu berbat şartlara tâbi etmek bir nevi işkence değil midir?»
  «Ama siz de bu meraklılardan birisiniz...»
  «Evet, fakat buraya her gelişimde içim derin bir hü­zünle doluyor!»
  «Ne diye geliyorsunuz öyleyse?»
  «Bilmem!»
  Islak sıralardan birine oturdu. Ben de yanına iliştim. Eliyle yüzündeki yağmur tanelerini silerek:
  «Ben buradaki nebatları seyrederken biraz da kendi­mi düşünüyorum!» dedi. «Belki asırlarca evvel bu ağaçlar­la, bu garip çiçeklerle ayni yerlerde yaşamış olan ecda­dımı hatırlıyorum. Biz de bunlar gibi yerimizden sökülüp dağıtılmış değil miyiz? Ama bunlar sizi alâkadar etmez... Doğrusu beni de pek alâkadar etmiyor... Yalnız bana birçok şeyler düşünmek, kafamın içinde birçok şeyler ya­şamak imkânını veriyor... Göreceksiniz ya, ben dünyadan ziyade kafamın içinde yaşıyan bir insanım... Hakikî hayatım benim için cansıkıcı bir rüyadan başka bir şey değildir... Siz benim Atlantik’teki işimi belki pek hazin buldunuz, halbuki ben onun böyle olup olmadığının far­kında bile değilim... Hattâ bazan beni eğlendirdiği de oluyor... Zaten bu işi annemin yüzünden yapıyorum. Ona bakmıya mecburum ve bir sene zarfında yaptığım birkaç re­simle geçinmek imkânı yok... Siz resimle uğraştınız mı?»
  « Bir parça!»
  «Neden devam etmediniz?»