Sayfa:Kürk Mantolu Madonna.djvu/95

Bu sayfa doğrulanmış
95
KÜRK MANTOLU MADONNA


  «Hadi gidelim!»
  Ona tâbi olarak yürümiye başladım. Kısa, fakat sü­ratli adımlar atıyordu. Nereye gideceğiz, diye sormaktan korkuyordum. İkimiz de konuşmuyorduk. Ben bu sükût­tan fevkalâde memnun olduğum halde, mutlaka bir şey­ler söylemek icabettiğini düşünerek, kendimi yiyordum Biraz evvel zihnimden birbiri arkasına geçen ve her biri mühim ve alâka verici olmakta diğerine taş çıkartan o güzel fikirlerden bir tanesi bile meydanda yoktu. Kendi­mi zorladıkça kafamın büsbütün boşalıp daha zavallı bir hale geldiğini ve beynimin zonk zonk vuran bir et parça­sından başka bir şey olmadığını hissediyordum. Yan göz­le baktığım zaman bendeki bu telâş ve heyecandan onda eser bulunmadığını gördüm. Siyah gözleri yere çevrilmiş, yüzünde taş gibi sağlam ve hareketsiz bir sükûn, dudaklarının kenarında tebessümü andıran o belli belirsiz kıvrıntı ile, yoluna devam ediyordu. Sol elini kolumun üzerine şöylece bırakıvermişti. Biraz kalkık duran şahadet par­mağı ilerideki bir noktayı işaret gibi mânalıydı.
  Tekrar yüzüne baktığım zaman kalın ve biraz dağı­nık kaşlarını, bir şey düşünüyor gibi, kaldırmış olduğunu gördüm. Gözkapaklarının ince, mavi damarları belli olu­yordu. Siyah ve gür kirpikleri hafifçe titremekte idi ve bunların üzerinde minimini birkaç yağmur damlası par­lıyordu. Saçları da yer yer ıslanmıştı.
  Başını birdenbire bana çevirerek:
  «Neden bana bu kadar dikkatli bakıyorsunuz?» dedi.
  Bu sual, ayni zamanda benim kafamda da canlandı:
  Nasıl oluyordu da, hiç çekinmeden, bir kadına belki ilk defa olarak bu kadar dikkatle baktığımı aklıma getirme­den, onu uzun uzadıya seyrediyordum? Ve nasıl oluyor­du da hâlâ, o bu suali sorduktan ve gözlerini bana çevir­dikten sonra bile, cesaretimi kaybetmeden ona bakmak­-