dum. Bununla beraber, asla aldanmadığıma dair sarsılmaz bir kanaatim vardı.
Hayatım müddetince hep onu aramış, onu beklemiştim. Bütün dikkatini, bütün varlığını bir noktaya biriktirerek her tarafta bu insanı araştıran, her rasgeldiğini bu bakımdan tetkik ede ede âdeta marazı bir meleke ve
hassasiyet kesbeden hislerimin yanılmasına imkân var mıydı? Bu hisler şimdiye kadar asla hatâ etmemişlerdi. Bir insan hakkında ilk hükmü onlar verir, sonra aklım,
tecrübelerim bunu, ekseriya yanlış olarak, tadil ederdi. Fakat her defasında haklı çıkan gene bu ilk his oluyordu. Hakkında müspet hüküm verdiğim bir insanın zamanla bana fena göründüğü veya bunun aksi olduğu olurdu. O zaman kendi kendime: «Demek ilk intibaım beni aldatmış!» derdim, lâkin bir müddet sonra, -bu müddet kısa veya pek uzun olabilirdi- ilk hükmümün doğruluğunu, bunun üzerinde mantığın, haricî tesirlerin, veya aldatıcı vakaların yaptığı değişmelerin yalancı ve geçici olduğunu kabule mecbur kalırdım .
Artık Maria Puder, yaşamak için kendisine kayıtsız ve şartsız muhtacolduğum bir insandı. Bu his ilk anlarda bana da garip geliyordu. Bu yaşıma kadar mevcudiyetinden bile haberim olmıyan bir insanın vücudu birdenbire benim için nasıl bir ihtiyaç olabilirdi? Fakat bu hep böyle değil midir? Birçok şeylere ihtiyacımızı ancak onları görüp tanıdıktan sonra keşfetmez miyiz?... Ben de, o zamana kadarki hayatımın boşluğunu, gayesizliğini sırf böyle bir insandan mahrum oluşumda bulmıya başlamıştım. İnsanlardan kaçışım, içimden geçenlerin en küçük bir parçasını bile etrafıma sezdirmekten çekinişim bana sebepsiz ve mânâsız görünürdü. Zaman zaman beni saran hüzünlerin, hayat bıkkınlığının bir ruhî hastalık alâmeti olmasından korkardım. Bir kitabı okurken geçen iki saatin ömrümün birçok senelerinden daha dolu, daha
Sayfa:Kürk Mantolu Madonna.djvu/91
Bu sayfa doğrulanmış
91
KÜRK MANTOLU MADONNA