Benim şaşkınlığımı görünce sordu:
«Beni evime kadar götürmek istemez misiniz?»
Derhal yerimden fırladım . Bu hareketim onu güldürdü:
«Acele etmeyin, dostum.» dedi. «Daha gidip elbisemi değiştireceğim. Siz beş dakika sonra kapının önünde beni bekleyin!»
Çabucak kalktı. Sağ eliyle eteğini toplıyarak hızlı adımlarla orkestranın arkasında kayboldu. Giderken gene yüzüme bakmış, o harikulâde gözlerini kırk yıllık bir dost gibi kırparak beni selâmlamıştı.
Garsonu çağırıp hesap gördüm. Birdenbire açılmış, cesaretlenmiştim. Uzun yapraklı bir defterin üzerine birkaç rakam yazan adamın yüzüne, «Saadetimi farketmiyor musun a sersem!» der gibi dik dik bakıyor, henüz salonu terketmemiş olan müşterileri, hattâ orkestrayı, gülerek selâmlamak için kuvvetli bir arzu duyuyordum. İçimde birdenbire bütün insanlarla sarmaş dolaş olmak, uzun yıllar birbirinden ayrı kaldıktan sonra nihayet kavuşan dostlar gibi coşkun bir muhabbetle herkesi öpmek arzusu vardı.
Yerimden kalktım. Geniş, rahat, kendinden emin adımlarla yürüdüm ve birkaç ayak merdiveni bir defada atlıyarak gardroba gittim. Böyle hovardalıklar hiç âdetim olmadığı halde, paltomu veren kadına bir mark bıraktım. Kapının önünde derin bir nefes alarak etrafıma bakındım. Tepemdeki Atlantik yazısı sönmüş, deniz dalgaları görünmez olmuştu. Gökyüzü açıktı ve garpta, ufka yaklaşmış bulunan ince bir hilâl vardı.
Arkamda yavaş bir ses:
«Çok beklediniz mi?» dedi.
«Hayır... Şimdi çıktım!» diye cevap verdim ve döndüm.
O, karşımda duruyor, bir karar vermeden düşünen
Sayfa:Kürk Mantolu Madonna.djvu/84
Bu sayfa doğrulanmış
84
KÜRK MANTOLU MADONNA