yalnız tek bir eseri, kendi portresi bulunduğu anlaşılıyordu. Bundan biraz da memnun oldum. Bu harikulade resmi yapan kadının başka tablolarının, üzerimde bu kadar büyük bir tesir yapamıyacağını, hattâ belki de ilk hayranlığımı azaltacağını düşünerek korkuyordum. Geç vakte kadar içerde kaldım. Arasıra dolaşıyor, görmiyen gözlerle diğer tablolara bakıyor ve sonra çabucak ayni yere
dönerek uzun müddet seyrediyordum. Her defasında yüzünde yeni ifadeler, gitgide kendini belli eden bir hayat görür gibiydim. Aşağıya doğru bakan gözlerin gizlice beni süzdüğünü, dudakların hafifçe kıpırdadığını zannediyordum.
Salonda kimseler kalmamıştı. Kapının yanında duran uzun boylu bir adam, galiba beni bekliyordu. Süratle kendimi toplıyarak dışarı çıktım. Hafif bir yağmur çiseliyordu. Her akşamkinin aksine olarak hiç yollarda oyalanmadan pansiyona döndüm. Hemen yemeğimi yemek, odama çekilerek yalnız başıma o çehreyi gözlerimin önüne getirmek arzusiyle yanıyordum. 'Sofrada hiç konuşmadim. Pansiyonun sahibi Frau Heppner:
«Bugün nereleri gezdiniz?» dedi.
«Hiç... Dolaştım, sonra modern ressamların bir sergisini gezdim!» diye cevap verdim.
Salondakiler, derhal modern resim üzerinde konuşmıya başladılar, ben yavaşça odama gittim.
Soyunurken ceketimin cebinden yere bir gazete düştü. Kaldırıp masanın üzerine korken birdenbire yüreğim atmıya başladı. Bu, sabahleyin aldığım ve bir kahvede oturup okurken sergi hakkındaki makaleyi gördüğüm gazeteydi. Bu yazıda o tablo ile ressamı hakkında neler bulunduğunu öğrenmek için sahifeleri yırtarcasına açtım. Benim gibi yavaş ve heyecansız bir adamın bu kadar telâşına kendim de hayret ediyordum. Yazıyı baştan itibaren şöyle bir süzdüm. Ortalara doğru gözlerim, katalog-
Sayfa:Kürk Mantolu Madonna.djvu/57
Bu sayfa doğrulanmış
57
KÜRK MANTOLU MADONNA