mıya başladı. Yavaş yavaş kitap okumıya çalışıyor ve bu
işten zamanla daha çok zevk duyuyordum. Bir müddet sonra bu âdeta bir iptilâ halini aldı. Yatağın üzerine yüzükoyun yatarak kitabı önüme açar, yambaşıma eski ve kalın lügat kitabını kor, saatlerce kalırdım. Çok kere lügat aramıya bile tahammül edemez, cümlelere karine ile mâna vererek geçerdim. Gözümün önünde yepyeni bir dünya açılır gibiydi. Bu sefer okuduklarım, çocukluğumun ve ilk gençliğimin tercüme veya telif kitapları gibi sadece kahramanlardan, fevkalâde insanlardan ve görülmemiş maceralardan bahsetmiyorlardı. Hemen hemen hepsinde kendimden, etrafımdan, gördüklerim ve duyduklarımdan birer parça buluyordum. Evvelce içinde yaşadığım halde anlamadığım, görmediğim şeyleri birdenbire hatırlıyor, onlara şimdi hakikî mânalarını verdiğimi zannediyordum. Üzerimde en çok tesir yapanlar Rus muharrirleri idi. Turgenyef’in koskocaman hikâyelerini bir defada sonuna kadar okuduğum oluyordu. Hele bunlardan bir tanesi beni günlerce sarsmıştı. Klara Miliç ismindeki bu hikâyenin kahramanı olan kız, oldukça saf bir talebeye âşık oluyor, fakat buna dair hiç kimseye bir şey söylemeden, böyle bir aptalı sevmenin hicabiyle, müthiş iptilâsının kurbanı olup gidiyordu. Bu kızı nedense kendime pek yakın bulmuştum. İçinden geçenleri söyliyememek, en kuvvetli, en derin, en güzel taraflarını müthiş bir kıskançlık ve itimatsızlıkla saklamak cihetinden onu kendime benzetiyordum.
Müzelerdeki eski resim üstatları da artık bana sıkılmadan yaşamak imkânını veriyorlardı. National Galeriedeki bir tabloyu saatlerce seyrettiğim ve sonra günlerce ayni çehreyi ve manzarayı kafamda yaşattığım oluyordu.
Almanyaya geleli bir sene olmak üzereydi. Günün birinde, gayet iyi hatırlıyorum, yağmurlu ve karanlık bir teşrinievvel gününde, gazeteleri karıştırırken, yeni ressamların açtığı bir sergi hakkındaki tenkit makalesi gö-
Sayfa:Kürk Mantolu Madonna.djvu/54
Bu sayfa doğrulanmış
54
KÜRK MANTOLU MADONNA