Sayfa:Kürk Mantolu Madonna.djvu/50

Bu sayfa doğrulanmış
50
KÜRK MANTOLU MADONNA

duğunu İstanbulda ve Sanayii Nefise mektebinde, hiç kim­senin yardımı olmadan, kendi kendime öğrendim ve mektebe devam etmez oldum. Zaten hocalar da bende fazla bir sey bulmuyorlardı. Evde veya atölyede karaladığım şeyler arasından ancak en manasızlarını gösterebi­liyor, bana dair her hangi bir şey ifade eden, içinde ben­den her hangi bir şey bulunan resimleri büyük bir titiz­likle saklıyor ve ortaya çıkarmaktan utanıyordum. Bun­lar tesadüfen birinin eline geçse, çıplak ve mahrem bir halde yakalanmış bir kadın gibi şaşırıyor, kıpkırmızı olu­yor ve kaçıyordum
  Ne yapacağımı bilmeden uzun zaman İstanbulda do­laştım. Mütareke seneleri idi, şehir benim tahammül edemiyeceğim kadar hayâsız ve karmakarışık olmuştu. Hav­rana dönmek için babamdan para istedim. On gün kadar sonra uzun bir mektup aldım. Babam benim işe yarar bir adam olmam için son bir tedbire başvuruyordu.
  Almanyada, paranın kıymetini kaybetmesi yüzünden, ecnebilerin gayet ucuz, hattâ Istanbuldakinden daha az bir para ile geçindiklerini bir yerden duymuş, benim ora­ya giderek «sabunculuk, bilhassa mis sabunculuğu» öğrenmemi söylüyor, yol parasiyle diğer masraflar için bir miktar para yolladığını bildiriyordu. Fevkalâde sevindim. Bu sanatlara karşı bir heves duyduğumdan filân değil, çocukluğumdan beri gözlerimin önünde bin bir şekilde canlanan, bir çok hayallerime mevzu olan Avrupayı gör­mek fırsatının böyle hiç beklemediğim bir zamanda çıkıvermesinden sevindim. Babam mektubunda: «Bir iki se­nede bu işi öğrenip gelirsen, bizim burdaki sabunhaneyi büyütür, ıslah eder ve senin idarene veririm, sen de ti­caret hayatına atılarak altın bileziğin sayesinde mesut ve müreffeh olursun!» diyordu. Fakat ben işin bu tarafı­nı düşünmüyordum bile...
  Bir ecnebi dili öğreneceğimi, bu dilde kitaplar oku­yacağımı, ve asıl, şimdiye kadar sadece romanlarda ras-