Sayfa:Kürk Mantolu Madonna.djvu/44

Bu sayfa doğrulanmış
44
KÜRK MANTOLU MADONNA


  «İnsanlardan itimadınızı çekip almakta belki haklısı­nız? Fakat bunun istisnaları yok mu?. Olamaz mı? Unutmayın ki siz de bu insanlardan birisiniz... Yaptığınız ni­hayet mânâsız bir hodbinlik olabilir.»
  Bu sözlerin, ağır bir hastaya söylenecek şeyler olma­dığını hatırlıyarak sustum. O da susuyordu. Nihayet son bir gayretle:
  «Raif bey, siz de beni anlayınız! Sizin sonunda bulun­duğunuz yolun ben daha başlarındayım. İnsanları öğrenmek, bilhassa insanların size ne yaptıklarını bilmek istiyo­rum...» dedim.
  Hasta başını şiddetle sallıyarak sözümü kesti. Bir şey­ler mırıldanıyordu; eğildim, nefesini yüzümde hissediyordum:
  «Hayır, hayır!» diyordu. «İnsanlar bana hiç bir şey yapmadılar... Hiç bir şey... Hep ben... Hep ben...»
  Birdenbire sustu ve çenesi göğsüne düştü. Daha hızlı nefes alıyordu. Bu sahnenin onu yorduğu muhakkaktı. Ben de büyük bir ruhî yorgunluk duymıya başlamıştım. Def­teri sobaya atıp dışarı kaçmağı düşünüyordum. Hasta tekrar gözlerini açtı:
  «Hiç kimsenin kabahati yok... Hattâ benim bile!...»
  Sözüne devam edemedi. Öksürüyordu. Nihayet göz­leriyle defteri işaret ederek:
  «Oku, göreceksin!» dedi. Bunu bekliyormuş gibi hemen siyah kaplı defteri cebime koydum.
  «Yarın sabah getirir, gözünüzün önünde yakarım!» dedim. Hasta, biraz evvelki titizliğine hiç benzemiyen bir tavırla: «Ne yaparsan yap!» makamında omuzlarını silkti.
   Hayatının en mühim kısımlarını ihtiva ettiği muhak­kak olan bu defterle bile artık alâkasını kesmiş bulundu­ğunu anladım. Ayrılmak için elini öptüm. Doğrulmak is­tediğim zaman beni bırakmadı, kendine doğru çekti, ev­velâ alnımdan, sonra yanaklarımdan öptü. Başımı kaldı-