Sayfa:Kürk Mantolu Madonna.djvu/41

Bu sayfa doğrulanmış
41
KÜRK MANTOLU MADONNA


  Ve başka suallere maruz kalmamak, hele hastanın karısı tarafından taciz edilmemek için paltosunu ve şap­kasını çabucak giydi ve Nurettin Beyin daha evvel avu­cunda hazırlamış olduğu üç gümüş lirayı yüzünü buruş­turup alarak, evi terketti.
  Yavaşça hastanın kapısına sokuldum. İçeri baktım. Mihriye Hanımla Neclâ, büyük bir merakla, önlerinde göz­leri kapalı yatan adama bakıyorlardı. Genç kız beni gö­rünce başiyle işaret ederek çağırdı. Şimdi annesiyle bera­ber, hastanın halinin bende uyandıracağı tesiri görmek isti­yorlardı. Bunu farkettiğim için bütün kuvvetimle kendime hâkim olmıya çalıştım. Gördüğümden müsterih olmuş gibi bir tavırla hafifçe başımı salladım. Sonra, sol tarafımda âdeta başbaşa vermiş duran kadınlara dönerek, zoraki bir gülümseme ile:
  «Korkulacak bir şey yok herhalde... Atlatacak inşal­lah!» dedim.
  Hasta gözlerini araladı, tanıyamamış gibi bana bir müddet baktı. Sonra büyük bir gayret sarfederek başını karısına ve kızına çevirdi, anlaşılmaz birkaç kelime mı­rıldandı, yüzünü buruşturarak birtakım işaretler yaptı.
  Neclâ sokuldu:
  «Bir şey mi istedin babacığım?»
  «Hadi, siz biraz çıkın!»
  Sesi pek hafif ve kesikti.
  Mihriye Hanım bize işaret etti. Fakat bunu gören hasta, elini yataktan dışarı çıkararak bileğimden yakala­dı ve:
  «Sen gitme!» dedi.
  Kadınlar biraz şaşırmıştılar. Neclâ:
  «Babacığım, kolunu çıkarmasana!...» diye söylendi.
  Raif Efendi: «Biliyorum, biliyorum!» demek istiyen bir hareketle çabuk çabuk başını salladı ve onlara, çıkma­ları için, tekrar işaret etti.