«Şurada, sağ cebimde bir anahtar olacak, onu al da, benim masanın üst gözünü aç. Hanımın söylediği havluyu getiriver... Zahmet olacak ama...» dedi.
«Yarın akşam getiririm!»
Gözlerini tavana dikerek uzun müddet sustu. Birdenbire başını bana çevirdi:
«Orada, gözün içinde ne varsa hepsini getir!» dedi. «Ne varsa... Bizim hanım galiba benim bir daha şirkete gidemiyeceğimi sezdi... Bizim yolculuk artık başka yere...»
Tekrar başı yastığa gömüldü.
Ertesi günü akşam üzeri şirketten ayrılmadan evvel
Raif Efendinin masasına gittim. Sağ tarafta üstüste üç göz vardı. Evvelâ alttakileri açtım; biri bomboştu, ötekinde birtakım kâğıtlar ve tercüme müsveddeleri vardı. Üst göze anahtarı sokarken ürperdim: Raif Efendinin senelerdenberi oturduğu iskemlede olduğumu ve onun her gün birkaç defa yaptığı hareketi tekrar ettiğimi şimdi farketmiştim. Acele ile gözü çektim. Burası da boş gibiydi. Yalnız bir kenarda oldukça kirli bir havlu, gazete kâğıdına sarılmış bir sabun parçası, bir sefertası gözü, bir çatal ve Singer marka burgulu bir çakı vardı. Bunları çabucak bir kâğıda sardım. Gözü yerine iterek ayağa kalktım, fakat arka taraflarda herhangi bir şeyin kalmış olabileceği aklıma gelerek gözü yeniden çektim ve elimle içini araştırdım. Hakikaten tâ dipte defter gibi bir şey vardı. Onu da alarak diğer eşyanın arasına koydum ve dışarı fırladım. Odanın içinde kaldıkça, Raif Efendinin bir daha bu iskemleye oturmaması ve bu çekmeceyi bir
daha açmaması ihtimali zihnimden çıkmıyordu.
Evde gene büyük bir telaşla karşılaştım. Kapıyı Neclâ açtı ve beni görünce: «Sormayın, sormayın!» diye başını salladı. Âdeta aile efradından biri gibi olmuştum ve ev halkı beni yabancı telâkki etmiyordu. Genç kız:
«Babam gene fenalaştı!» dedi. «Bugün iki defa fenalık geldi. Çok korktuk. Eniştem doktor getirdi, şimdi ya-
Sayfa:Kürk Mantolu Madonna.djvu/39
Bu sayfa doğrulanmış
39
KÜRK MANTOLU MADONNA