cuttu. Babasına karşı arsızlığını hakaret derecesine getirmiye çalışan kardeşi Nurteni azarlayışında bazan hakikî bir infial seziliyor, sofrada veya odada Raif Efendiden pek istihfafla bahsedildiği sıralarda hızla kapıyı vurup çıktığı oluyordu. Fakat bu haller, içinde saklanıp kalmış olan insanlığın arasıra nefes almak için yaptığı hamlelerden ibaretti ve muhitinin senelerce sabırlı bir çalışma ile vücuda getirdiği sahte şahsiyet, asıl hüviyetinin baş kaldırmasına meydan vermiyecek kadar kuvvetliydi.
Fakat, belki de gençliğimin verdiği bir tahammülsüzlükle, Raif Efendinin bu âdeta korkunç sessizliğine kızıyordum. Şirkette olsun, evde olsun, kendisine ruhan tamamen yabancı insanların onu adamdan saymamalarını
hoş görmekle kalmıyor, bunda âdeta bir nevi isabet de buluyordu. Gerçi etrafları tarafından anlaşılmıyan, haklarında daima yanlış hükümler verilen insanların zamanla bu yalnızlıklarından bir gurur ve acı bir zevk duymıya başladıklarını biliyordum, fakat hiçbir zaman etrafın bu hareketini haklı bulacaklarını tasavvur edemiyordum.
Birçok vesilelerle, onun hisleri kütleşmiş bir adam olmadığını farketmiştim. Hattâ bunun aksine olarak çok alıngan, gayet ince görüşlü ve dikkatli idi. Yalnız önüne bakar gibi duran gözlerinden hiç bir şey kaçmıyordu. Bir gün bana getirilecek kahve için kızlarının dışarıda birbirleriyle yavaş sesle: «Sen pişir!» diye münakaşa ettiklerini duymuş, hiç sesini çıkarmamış, fakat on gün sonra ikinci bir defa evlerine gidişimde hemen dışarı seslenerek:
«Kahve pişirmeyin, içmiyor!» demişti.
Kendisine ağır gelen bir hâdisenin tekrarını görmemek için yaptığı bu harekette beni kendisine mahrem etmiş olması, ona daha çok bağlanmama sebeboldu.
Hâlâ daha bir şey konuşmamıştık. Fakat artık buna hayret etmiyordum. Onun sessiz sadasız yaşayışı, tahammül edişi, insanların zâflarına merhametle ve edepsiz-
Sayfa:Kürk Mantolu Madonna.djvu/30
Bu sayfa doğrulanmış
30
Kürk Mantolu Madonna