Sayfa:Kürk Mantolu Madonna.djvu/28

Bu sayfa doğrulanmış
28
KÜRK MANTOLU MADONNA

yordu. Kendisiyle gündelik ihtiyaçlardan ve para mesele­lerinden başka bir şey konuşmazlardı; çok kere bunları­ da Mihriye Hanım vasıtasiyle halletmeği tercih ediyor­lardı. Sanki cansız bir makine sabahleyin birtakım sipa­rişlerle dışarı bırakılıyor, akşam üzeri kolları dolu bir hal­de dönüyordu. Beş sene evvel, Ferhunde Hanımla evlen­mek istediği sıralarda, Raif Beyin peşini bırakmıyan, ona hoş görünmek için türlü türlü roller yapan, nişandan son­ra eve her gelişinde müstakbel bacanağına da gönül alacak bir şey getirmeyi unutmıyan Nurettin Bey bile, şimdi bu kadar mânâsız bir insanla ayni evde oturmaktan sıkılır gi­biydi. Onun niçin daha fazla para kazanmadığına, niçin da­ha lüks bir hayat temin etmediğine kızıyorlar, fakat ayni zamanda onun bir hiç, ehemmiyetsiz ve kıymetsiz bir sıfır olduğundan emin bulunuyorlardı. Oldukça aklı başın­da bir insana benziyen Neclâ ile, henüz ilk mektebe devam eden Nurten bile, ihtimal eniştelerinin, teyzelerinin ve da­yılarının tesirleriyle, babalarına karşı umumî havaya uy­muşlardı. Ona gösterdikleri sevgide, bir angarya savarmış gibi bir acelelik; onun hastalığiyle alâkalarında, bir fıkaraya gösterilen yalancı merhamet gibi bir özentilik vardı. Yalnız karısı, senelerden beri bir saniye bile hafiflemiyen işler ve geçim dertleriyle biraz aptallaşmışa benziyen Mih­riye Hanım, kocasiyle elinden geldiği kadar meşgul olu­yor, onun kendi evlâtları tarafından küçük görülmemesi, horlanmaması için gayret ediyordu.
  Akşam yemeğinde bir misafir bulunduğu zaman kar­deşlerinin veya Nurettin Beyin: «Eniştem gidip alıversin!» diye yüksek sesle emretmelerine meydan vermemek için kocasını yatak odasına çekerek tatlı olmıya çalışan bir sesle: «Hadi, şu bakkaldan sekiz yumurta ile bir şişe rakı alıver. Şimdi onları sofradan kaldırmıyalım!» diyor, fa­kat kocasının ve kendisinin bu sofralara neden oturmadık­larını, kırk yılda bir bunu yapacak olurlarsa, neden âdeta diğerlerine karşı bir saygısızlıkta bulunmuşlar gibi rahat­-