da olduğunu görünce şaşırdım: Âdeta birisine acır gibi bir hali vardı. Meraktan yerimde duramıyordum. Kalkacağım sırada o doğruldu, tekrar daktiloların odasına gitti. Hemen fırladım, bir adımda karşı masaya vardım ve Raif Efendinin, üzerine bir şeyler çizdiği kâğıdı aldım. Buna bir göz atınca hayretimden dona kaldım.
Avuç içi kadar kâğıdın üzerinde Hamdiyi görüyordum. Beş on basit, fakat fevkalâde ustaca çizginin içerisinde bütün hüviyetiyle o vardı.. Başkalarının ayni benzeyişi bulacaklarını pek zannetmem, hattâ teker teker araştırılınca belki hiç bir tarafı benzemiyordu, fakat onun biraz evvel odanın ortasında nasıl avaz avaz bağırdığını gören bir insan için yanılmıya imkân yoktu. Hayvanca bir hiddet ve tarifi imkânsız bir bayağılıkla müstatil şeklinde açılmış duran bu ağız; baktığı yeri delmek istediği halde aciz içinde boğulmuşa benziyen bu çizgi halindeki gözler; kanatları mübalâğalı bir şekilde yanaklara kadar genişliyen ve böylece çehreye daha vahşi bir ifade veren bu burun... Evet, bu, birkaç dakika evvel şurada duran Hamdinin, daha doğrusu onun ruhunun resmi idi. Fakat hayretimin asıl sebebi bu değildi: Ben şirkete girdiğimden, yani aylardan beri, Hamdi hakkında birbirine zıt bir sürü hükümler verip duruyordum. Onu bazan mazur görmiye çalışıyor, çok kere de istihfaf ediyordum. Asıl şahsiyetiyle, bugünkü mevkiinin ona verdiği şahsiyeti bir birine karıştırıyor, sonra bunları ayırmak istiyor ve büsbütün çıkmaza giriyordum. İşte Raif Efendinin birkaç çizgi ile ortaya koyduğu Hamdi, benim uzun zamandan beri görmek istediğim halde bir türlü göremediğim insandı. Yüzünün bütün iptidaî ve vahşi ifadesine rağmen acınacak bir tarafı vardı. Zalimlik ile zavallılığın iştiraki hiçbir yerde bu kadar vazıh olarak gösterilmemiştir. Sanki on senelik arkadaşımı ilk defa bugün sahiden tanıyordum.
Ayni zamanda bu resim bana birden bire Raif Efendiyi de izah etmişti. Şimdi onun sarsılmaz sükûnetini,
Sayfa:Kürk Mantolu Madonna.djvu/18
Bu sayfa doğrulanmış
18
KÜRK MANTOLU MADONNA