Dün akşam, yatakta Maria ile karşı karşıyayken anladım ki, benimle münasebeti olmıyan bu vücudu, bu kafayı taşımak, bundan sonra bana daha güç gelecektir. Bunları bir yabancıyı besler gibi doyuracağım, oradan oraya sürükliyeceğim ve daima merhamet ve istihfafla seyredeceğim. Gene dün akşam anladım ki, hayatımdan o kadın çıktıktan sonra, herşey hakikiliğini kaybetmiş; ben onunla beraber, belki de daha evvel, ölmüşüm.
Ev halkı bugün erkenden, hep beraber gezmeğe gittiler. Ben keyifsizliğimi bahane ederek evde kaldım. Sabahtan beri bunları yazıyorum. Ortalık kararmağa başladı. Hâlâ gelmediler. Fakat birazdan gülüşüp bağrışarak sökün ederler. Benim bunlarla münasebetim nedir? Aradaki bütün bağlar, ruhlar beraber olmadıktan sonra, ne ifade ederler? Senelerdenberi hiç kimseye bir tek kelime söylemedim. Halbuki konuşmağa nekadar muhtacım. Herşeyi içinde boğmağa mecbur olmak, diridiri mezara kapanmaktan başka nedir? Ah Maria, niçin seninle bir pencere kenarında oturup konuşamıyoruz? Niçin rüzgârlı sonbahar akşamlarında, sessizce yanyana yürüyerek ruhlarımızın konuştuğunu dinleyemiyoruz? Niçin yanımda değilsin?
On seneden beri belki boşuna yere herkesten kaçmıışım, insanlara inanmamakta haksızlık etmişim, Aramış olsaydım, belki senin gibi birini bulabilirdim. Herşeyi o zaman öğrenmiş olsaydım, belki zamanla alışır, seni başkalarında bulmağa gayret ederdim. Ama bundan sonra herşey bitti. Asıl büyük ve affedilmez haksızlığı sana karşı yaptıktan sonra, hiçbir şeyi düzeltmek istemiyorum. Senin hakkında verdiğim yanlış bir hükme dayanarak bütün insanları suçlu tuttum; onlardan kaçtım. Bugün hakikati anlıyorum; fakat nefsimi ebedî bir yalnızlığa mahkûm etmeğe mecburum. Hayat ancak bir kere oynanan bir kumardır, ben onu kaybettim. İkinci defa oynayamam... Artık benim için eskisinden beter bir hayat başlıyacak. Gene makine gibi akşam üzerleri alışveriş edeceğim. Kim