Sayfa:Kürk Mantolu Madonna.djvu/153

Bu sayfa doğrulanmış
153
Kürk Mantolu Madonna

«Boş yere vakit ziyan etmiye ne lüzum var?» dedi. «Bir an evvel giderim ve seni, yol hazırlıklarını tamam­lamakta serbest bırakırım . Sonra... Ne bileyim... Senden evvel Berlinden ayrılmağa karar verdim işte... Sebebini kendim de bilmiyoıum...»

«Nasıl istersen!...»

Başka birşey konuşmadık. Düşünüp kararlaştırmağa niyet ettiğimiz şeylere küçük bir kelimeyle bile dokunma­dık.

Ertesi gün, akşam treniyle gitti. Öğleden sonra hiç dı­şarı çıkmadık. Pencerenin önünde karşı karşıya oturup dışarıyı seyrettik. Defterlerimize birbirimizin adreslerini kaydettik. Mektuplarının beni bulabilmesi için her mektubumda, üzerinde kendi adresim yazılı bir zarf göndere­cektim. Çünkü ne onun Arap harfleri yazmasına, ne de bizim Havrandaki posta memurlarının Lâtin harflerini okumasına imkân vardı.

Bir saat kadar havadan, sudan, bu sene kışın uzun sür­düğünden, şubat sonlarına eldiğimiz halde hâlâ ortalık­tan kar kalkmadığından bahsettik. Bir an evvel vaktin geçmesini istediği besbelli idi. Halbuki ben, ne kadar saç­ma olursa olsun, yanyana bulunduğumuz zamanın durup kalmasını, asla bitmemesini temenni ediyordum.

Buna rağmen, konuştuğumuz şeyler, insanı şaşırtacak kadar lüzumsuzdu. Arasıra birbirimize bakıp şaşkın şaş­kın gülümsüyorduk. İstasyona gitmek saati gelince âdeta derin birer nefes aldık. Bundan sonra zaman, korkunç derecede çabuk geçti. İki ufak valizi ile onu Anhalter istas­yonuna götürdüm. Eşyalarını yerleştirince kompartimanda kalmıyarak benimle beraber peron’a inmekte ısrar etti Ayni mânâsız gülümsemelerle dolu olan yirmi dakika bana bir saniye kadar kısa göründü. Zihnimden binbir türlü şey geçiyordu. Fakat bunları bu kadar dar bir vakte sıkıştırmaktansa, hiç söylememeği tercih ediyordum. Halbuki dünden beri pek çok şeyler söylemek mümkündü. Niçin bu