Sayfa:Kürk Mantolu Madonna.djvu/114

Bu sayfa doğrulanmış
114
Kürk Mantolu Madonna

du. Birkaç kere tekrar nebatat bahçesine, bir iki akşam da operaya gitmiştik. Fakat gece saat onda, on buçukta bu­radan çıkıp işine gitmek ona güç geldiği için opera ziya­retlerinden vazgeçtik. Sonradan bir gün bana:
  «Yalnız zaman bakımından değil, başka bir sebep dolayısiyle de operaya gitmek istemiyorum. Oradan çıktıktan sonra Anlantik’te şarkı şöylemek bana dünyanın en gülünç, en bayağı bir işi gibi geliyor.» demişti
  Fabrikaya yalnız öğleden evvelleri gidiyordum. Pan­siyon halkiyle hemen hemen görüşmez olmuştum. Prau Heppner arasıra:
  «Sizi birisine kaptırdık galiba!» diye takıldığı halde sadece gülmüş ve lâfı uzatmamıştım. Bilhassa Frau van Tiedemann’ın bir şey duymamasını istiyordum. Maria bunda belki mahzur görmezdi, fakat ben, belki Türkiyeden kalmış bir itiyatla, böyle icabettiği kanaatindeydim.
  Halbuki ortada kimseden saklanacak bir şey yoktu. İlk akşamdan beri dostluğumuz, aramızda kararlaştırdığı­mız hudutlar içinde kalmış ve Atlantik önündeki sahne, her ikimiz tarafından da, hiç bir vesile ile hatırlatılmamıştı. İlk zamanlarda bizi birbirimize yaklaştıran daha ziyade bir tecessüstü. Acaba daha neler var? diye merak ediyor ve gayet çok konuşuyorduk. Sonraları bu tecessü­sün yerini bir alışkanlık aldı. Bazı sebeplerle iki üç gün görüşemesek birbirimizi adamakıllı göreceğimiz geliyor­du. Buluştuğumuz zaman, ayrı kalmış arkadaş çocuklar gibi seviniyor, elele tutuşarak yürüyorduk. Onu çok se­viyordum. İçimde bütün bir dünyayı sevecek kadar çok muhabbet bulunduğunu hissediyor ve bunu nihayet bir yere sarfedebildiğim için kendimi mesut sayıyordum. Onun da benden hoşlandığı, beni aradığı muhakkaktı. Fa­kat arkadaşlığımızı başka sahalara götürmek için asla ve­sile vermiyordu. Bir gün Berlin civarında bir orman olan Grünewald’da dolaşırken kolunu boynuma atmıştı, bana dayanarak yürüyordu. Omuzumdan aşağı sarkan eli ha­-