Sayfa:Kürk Mantolu Madonna.djvu/110

Bu sayfa doğrulanmış
110
Kürk Mantolu Madonna


  «Romanisches Kaffee’ye mi?»
  «Evet, biliyor musunuz? Gittiniz mi?»
  «Hayır, duydum!»
  Güldü:
  «Ay sonlarmda parasız kalan arkadaşlarınızdan mı?»
  Ben de gülümsedim ve önüme baktım.
  Her zaman sanatkârlar tarafından ziyaret edilen bu kahvenin geceleri on birden sonra yaşlı, zevk düşkünü, genç meraklısı ve paralı kadınlarla dolduğunu ve her mil­letten, her yaştan birçok jigoloların bu zamanlarda oraya gidip kendilerini beğendirmiye çalıştıklarını duymuştum.
  Henüz vakit erken olduğu için kahvede sadece genç sanatkârlar vardı. Grup grup oturmuşlar, yüksek sesle münakaşa ediyorlardı. Sütunlar arasındaki bir merdiven­den yukarı kata çıktık. Güçlükle boş bir masa bulduk.
  Etrafımızda geniş kenarlı siyah şapkaları, uzun saç­ları ile Fransız mukallidi genç ressamlar, ağızlarında pi­poları, uzun tırnaklı parmaklariyle habire sahife dolduran muharrirler oturuyorlardı.
  Uzun boylu, sarışın, ağzının hizasına kadar favorili bir genç uzaktan işaretler ederek bizim masamıza geldi.
  «Kürk Mantolu Madonnayı selâmlarım!» diyerek Maria’nın başını ellerinin arasına aldı, evvelâ alnından, son­ra yanaklarından öptü.
  Gözlerimi yere diktim ve bekledim. Şundan bundan konuştular. Ayni sergide resim teşhir ettikleri anlaşılı­yordu. Nihayet delikanlı Maria’nın elini şiddetle sıkıp salladıktan ve bana: «Allaha ısmarladık, genç efendi!» di­ye, her halde sanatkâr usulü bir selâm verdikten sonra uzaklaştı.
  Hâlâ önüme bakıyordum. Kadın:
  «Ne düşünüyorsun?» diye sordu.
  «Bana «sen» dediniz, farkında mısınız?»
  «Evet... İstemiyor musunuz?»
  «Ne demek? Teşekkür ederim!»