müsavi kuvvetlerle karşı karşıya gelmektense kaçmağı tercih ettiler. O zaman erkek azminin ve kuvvetinin ne olduğunu gayet iyi anladım: dünyada hiç bir mahlûk bu kadar kolay muvaffakiyetler peşinde koşmaz ve hiç bir mahlûk bir erkek kadar hodbin, kendini beğenmiş ve nahvetli, fakat ayni zamanda korkak ve rahatına düşkün değildir. Bir kere bunları farkettikten sonra erkekleri sahiden sevebilmem imkânsızdı. En hoşuma giden ve birçok hususlarda bana yakın olan adamların bile, küçük vesilelerle, bu kurt dişlerini gösterdiklerini; her ikimize ayni derecede zevk veren beraberliklerden sonra, özür dilemiye, himaye etmiye çalışan, fakat ayni zamanda her hangi bir şekilde muzaffer olduğunu zanneden ahmakça bakışlarla yanıma sokulduklarını gördüm. Halbuki acınacak halde olan, zavallılıkları meydana çıkan onlardı. Hiç bir kadın, ihtiras halindeki bir erkek kadar âciz ve gülünç olamaz. Buna rağmen bu hallerini bir kuvvet tezahürü zannedecek kadar yersiz bir gururları vardır... Aman Yarabbi, insan deli olur... Kendimde hiç bir gayritabii temayül bulunmadığını bildiğim halde, bir kadına âşık olmayı tercih ederim..»
Biraz durup yüzümü tetkik etti. Biraz şarap içti. Konuştukça açılıyor ve sıkıntısından kurtuluyor gibiydi.
«Ne diye şaşırdınız?» diye devam etti, «Korkmayın, zannettiğiniz gibi değil. Ama keşki öyle olabilsem. Muhakkak ki insan ruhunu daha az alçaltan bir şey yapmış olurum... Yalnız ben ressamım, biliyorsunuz... Kendime göre güzellik telâkkilerim var... Bir kadınla sevişmeği güzel bulmuyorum... Nasıl söyliyeyim... Estetik değil... Sonra ben tabiatı çok severim... Tabii olmıyan şeylere karşı her zaman çekingen davranırım... Bunun için
muhakkak bir erkeği sevmem lâzım geldiğine inanıyorum... Ama sahiden bir erkek... Hiç bir kuvvete dayanmadan beni sürükliyebilecek bir erkek... Benden bir şey istemeden, bana hâkim olmadan, beni tezlil etmeden be-
Sayfa:Kürk Mantolu Madonna.djvu/105
Bu sayfa doğrulanmış
105
KÜRK MANTOLU MADONNA