Sayfa:III. Türk Dil Kurultayı 1936.pdf/35

Bu sayfa istinsah edilmedi

götüren Türk göçleriyle birlikte her yere tohum saçan ilkel Türk kültür dili varlığını araştırması gerekti.

Bu gerekliğin önünde kalan ve Türk milletinin yüce dehasından ilham alan Türk Dil Kurumu, geçen yıl sonlarına doğru, kendisinin ve milletinin tarihine onur verecek yeni bir buluşla, akademik dil çalışmaları sahasına atıldı. Bu yeni buluşa «Güneş - Dil Teorisi» diyoruz. (Alkışlar)

Sayın Kurultayın bu yılki programını baştan başa dolduran tezler, bu teorinin mahiyetini ve dünya dillerinin kuruluşları hakkında yarattığı yeni ve eşsiz metodu izah edecektir. Onun için burada teorinin ilmî bazları ve kanunları üzerinde duramıyacağım. Yalnız bu yüksek teoriye bizi götüren araştırmalara ve teorinin dil işlerimize vermesi lâzımgelen yeni istikamete ait birkaç söz söylemek isterim:

Türk Dil Kurumu, bir yandan genel filoloji ve lengüistik bakımından bütün dünya dilleri üzerinde yazılmış ilmî eserleri ve etimolojik lûgatleri, bir yandan da Türk dilinin en eski, en ilkel varlıklarını bulmak için Türk lehçelerini ve bunlardaki dil varlıklarını araştırmak mecburiyetinde idi. (Bu araştırmalar, zihnimizde birtakım sualler, şüpheler, tereddütler uyandırıyordu. Avrupanın bugünkü yüksek kültür dillerinin, Fransızcanın, İngilizcenin, Almancanın, bunlara bir bakımdan kaynaklık etmiş denilen eski Grekçe ve Lâtincenin kelime etimolojilerini anlatırken âdeta aciz ve kifayetsizlik göstermesi, etimoloji lûgatlerinin, birçok kelimelerin yanına, «etimolojisi karanlık, kaynağı meçhul..» yollu kayıtlar koyması, halbuki bu karanlık ve bilinmez denilen sözlerin Türkçe ile pek kolay izah edilebilmesi, halli lâzım bir büyük mesele önünde olduğumuzu açıkça gösteriyordu.

Örnek olarak size kendi yaptığım bir analiz önündeki durumumu söylemek isterim: Türkçede şahıs zamirlerini araştırırken, Grekçede üçüncü şahıs zamirini, bu dili bilen bir arkadaşıma sordum. Bana «aftos» ve «ekinos» kelimelerini söyledi. Homer lehçesindeki mukabilini aramasını rica ettim: (O) buldu, Fransız Etimoloji Lûgatine baş vurdum: (İl) kelimesinin etimolojisinde (oui) sözünün (o-il)den geldiğini; bu (o) nun da eski Fransızcada (celâ) yani (o) demek olduğunu okudum. Türkçede bugün dahi bu zamir (0) dur. Farsçada (o)dur. Eski Fransızcada ve Homer Grekçesinde de (o) imiş. Bu ayniyet göze çarpmamak mümkün müdür?

Bir yandan dünya dil bilgisinin bu kifayetsizliğini ve birtakım dilleri izah edemeyişini görürken, öte yandan da dilimizin bütün lehçe varlıklarını toplamak üzere tercüme ettiğimiz Pekarski'nin «Yakut 10

Levent Şahverdi Arşivi