Sayfa:Hz. Peygamber’in seriyyeleri.pdf/18

Bu sayfa istinsah edilmedi
 

Bizce de esas olan budur." (İbn Sa'd, 1985:TI, 6.) Vakidi de, her ne kadar yukarıda almış olduğumuz rivayeti vermekte ise de, aynı zamandâ ikinci rivayeti de zikrederek, Abdurrahman b. Ayyaş'dan, İbr Müseyyeb ve Abdurrahman b. Sa'd b. Yerbu'un şöyle dediğini aktarmaktadır: "Rasulullah, kendisinin bizzot katıldığı Bedir Gazvesi'ne kadar, ensardan hiçkimseyi seriyyelerde görevlendirmedi. Bu husus, ensarın Rasulullah'ı, sadece kendi yurtlarında koruyacaklarına dair ahitleri idi ki, kesin olan budur." (Vakidi, 1965: 1, 9.)

Bunlardan ortaya çıkan sonuç şudur: Bedir Gazvesi'ne kadar yapılan seriyyelere ensardan hiçkimse katılmamış, katılanlar sadece muhacirlerden seçilmiştir.

Biz buradan, Rasulullah (s)'ın, idari ve askeri prensipleri ile ilgili iki önemli sonucun çıkarılabileceğini düşünüyoruz: Birincisi, Akabe bey'atlerinde peygamberi kendi canlarını korudukları gibi koruyacaklarına dair söz veren ensarın sorumluluklarını, verdikleri söz çerçevesinde tutmak suretiyle, aralarında yapılan sözleşmeye sadık kalmak, onları isteklerinin ve ahitlerinin ötesinde sorumlu tutmamak; ikincisi ve liderlik açısından daha önemlisi ise, herhangi bir şekilde denenmemiş, dayanıklılığı, sabrı ve güvenirliği ımtihandan geçmemiş, kabiliyetleri henüz tamayüz etmemiş bir insan unsuruna dayanan, tehlikeli bir durum karşısında kalma yerine, uzun zamandan beri çeşitli imtihanlarla sadakatini ve sabrını göstermiş olan, vasıf ve kabiliyetlerini en ince teferruatlarına kadar bildiği muhacirlerden oluşan bir güce dayalı hareket etmeyi tercih etmesidir. Özellikle, kendinden sonra yapılacak benzeri faaliyetlere temel teşkil edecek ilk seriyyelerin bu açıdan iyi planlanmış olması gerekirdi.

Buradan, -en azından o dönemde- Ensar'ın güvenilmez olduğu gibi bir sonuç çıkarmıyor, sadece onların durumlarının, mücadele içerisinde henüz denenmemiş olduğunu söylemekten öteye geçmiyoruz. Nitekim, Vakidi ve İbn Sa'd'ın açıkça belirttikleri gibi, Bedir'den önce ensardan hiç bir kimse, her hangi bir gazve ve setiyyede görevlendirilmezken, (Vakidi, 1965: 1, 9; İbn Sa'd, 1985:TI, 6.) aradan geçen iki yıla yakın bir zamandan sonra sadakatleri denenmiş ve kabiliyetleri temayüz etmiş olan ensar, Bedir ordusuna katılmışlardır. Ancak orada bile, Rasulullah'ın ensarın görüşünü almak istediğini, ensar adına konuşan Sa'd b. Muaz'ın açıkça desteklediklerini beyan etmesinden sonra onlarla birlikte savaşmaya karar verdiğini müşahede ediyoruz. (Vakidi, 1965: 1, 48; İbn Hişam, L-IL 615.)