Sayfa:Günümüz Toplumunda Mitler Anadolu Halk Efsaneleri Üzerine Genel Bir Değerlendirme.pdf/8

Bu sayfa doğrulanmış
folklor / edebiyat

Destanların oluşumunda genel olarak iki tür anlayış bulunur. Bunlar: (i) tabii destanlar, belirli bir topluluğun, mitolojilerin ortaya çıktığı dönemde (eski çağlarda) yaşanmış olayları konu edinmesi ve anlatması sonucunda kendiliğinden gelişen anlatılardır (ii) yapay destanlar, doğal destanlara sahip olmayan toplumların, kendi tarihsel olgularından yola çıkarak abartma, benzetme ya da hayal kurgusuyla anlatılan ve geçmişten süregelen sözlü eserlerdir. Dolayısıyla destanların içeriğinde, bir yönüyle kozmolojik ve mitolojik unsurların yer alması (dünyanın ortaya çıkışı ve sonuna yönelik anlatılar, insanın yaratılışı, tanrılar, yarıtanrılar, olağanüstü yaratıklar ve onların var oluşu...) diğer bir yönüyle de toplumların geçmişindeki önemli olayların, kahramanlıkların, savaşların... konu edilmesi mitleri ve destanları ortak noktada buluşturmaktadır. Bu yaklaşım içinde mitler, bir şekilde destana yaklaşmış ve destani özellikler göstermeye başlamıştır. Örneğin, daha ziyade destanların konusunu oluşturan kahramanlık vurgusu, bilge kişilikler ve toplumsal olaylar gibi temaları mitlerde ya da daha çok mitlerde karşılaşılan mistik olayları destanda görebilmek mümkün olmuştur. Ancak destanların içeriğinde olağanüstü olaylar olsa da, çoğu kez tarihte somut olarak gerçekleşen olayların ve kahramanlıkların konu edilmesi; ayrıca olayların geçtiği döneme ilişkin coğrafi şartların günümüzde de bilinebilmesi ve tüm bu özellikleriyle gerçekçi yönünün daha ağır basmasını, destan ile mitleri birbirinden ayıran temel unsurlar olarak söyleyebiliriz.

Tüm bu özellikler içinde mit kavramı, günümüz koşullarına uyarlanmakta destanla aynı ya da benzer anlamda kullanılabilmektedir. Bu manada sözlü kültürün bir parçası olarak kabul gören mitler, genel anlamda kaynak ve şekil bakımından günümüze gelinceye kadar bir dönüşüm geçirmiştir. Diğer bir deyişle mitlerin, günümüz koşullarına uyarlanmasıyla kendisini destan, efsane ya da bir yönüyle masal gibi sözlü anlatılarla ifade ettiği düşünülebilir. Dolayısıyla, günümüzde mitolojik konuların ya da olayların var olmaması- ekonomik, sosyal ve kültürel yönden toplumların gelişmesiyle birlikte- geçmişte mitlerde yer alan olağanüstü unsurlar, kahramanlıklar ve inanç biçimleri destanlarla ya da efsanelerle anılmaktadır.

Mitleri oluşturan faktörlerle efsaneyi yaratan nedenler aynı olabilmektedir. Öyle ki, süreç içinde bir şekilde mit(myth), efsane(legend) ve destan(saga) sözcükleri eş anlamlı ya da birbirlerini açıklayan kavramlar olarak kullanılmıştır. Buna karşın mit ve efsane, etimolojik olarak günlük yaşamda birbirlerinin yerine kullanılabiliyor olsa da, tam bir kesinlik gerektirdiğinde ayrı düşünülmesi gerekebilir. Efsaneler, mitlere göre kutsallıktan ziyade sekülerdir ve temel içeriğini insani karakter oluşturur. Bu özelliğiyle mitler, efsanelere göre toplumlarda daha yaygın olarak bilinir. İsimler ve olayları tetikleyen nedenler değişse de temelde yaşanılan olay kurgusu hep aynı kalır. Bunun sebebini mitlerin kökeninin eski çağlara dayanması olarak açıklayabiliriz. Tüm toplumlarda ortak mit öğelerine rastlanılabilir. Değişik toplumlarda benzer mitsel anlatılar, birçok farklı topluluk ya da ulus tarafından ortak olarak paylaşılabilir. Aynı zamanda mitler, kültürel yapının farklılıklarına göre, farklı kültürel kodlar ve simgeler içerir. Bu özelliğiyle mitler, hem evrensel hem de kendine özgü bir nitelik gösterir (Fiske, 2006: 22-37).

Simgesel antropolojiye göre kültür, anlamlar ve değerler sistemidir. Bu yakışımda mitler, simgeler vasıtasıyla kültürün kendisi olmakta ve sembollerin uygulama alanlarını oluşturmaktadır. Bu anlayışta, kültürün sözlü yönünü oluşturan mitler, büyük oranda
62