Sayfa:Günümüz Toplumunda Mitler Anadolu Halk Efsaneleri Üzerine Genel Bir Değerlendirme.pdf/10

Bu sayfa doğrulanmış
folklor / edebiyat

saneleri de bunlardan birisidir. Efsaneler, bir şekilde toplumun inanışlarıyla yakından ilintilidir; bir yönüyle de gerçek bir tarih yaratmasıdır; geçmişe ait bir yolculuktur. Diğer bir ifade ile efsaneler, halkın içindeki duyguların, düşüncelerin, tarihin, geleneklerin... kısaca onların yaşam biçiminin bir parçasıdır. Anadolu'da hangi ortama giderseniz bir şekilde o coğrafyaya ait, belirli bir konuya ilişkin efsane anlatılarına rastlamak mümkündür. Dolayısıyla, halk edebiyatının sözlü bir türünü oluşturan efsanelerden bazıları ilişki olduğu konular itibarıyla aşağıda sınıflandırılmıştır. Sınıflandırılan her bir metin, işlevselci antropoloji kuramı, yayılmacılık kuramı ya da simgesel antropolojiden yararlanılarak çözümleme yoluna gidilmiştir.

Halk anlatıları içinde işlevselcilik kuramı, antropolog Malinowski'nin bireysel ihtiyaçları karşılama temelli söylemine ve antropolog Radeliff-Brown'ın toplum merkezli yapısal-işlevselcilik anlayışına göre açıklanmaya çalışılır. Diğer bir ifade ile Malinowski'nin işlevselciliği birey merkezli ve bireyin temel (fizyolojik-psikolojik) ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik bir yaklaşıma karşılık gelirken; Radeliff-Brown'ın toplumsal işlevselciliği ise sosyal yapıyı merkeze koyarak herhangi bir etkinliğin öncelikli işlevinin yapının sürekliliğini sağlamak olduğunu belirtir. Bu kapsamda bazı efsaneler, topluma ders vererek model olma, kültürün sürekliliğini sağlama ve bulunduğu ortama anlam kazandırma işlevini yerine getirirler. Bazı efsanelerde ise kutsallık motifi işlenerek inançları kuvvetlendirme ve ortak kimlik anlayışı öne çıkar.

Bu yaklaşım içinde Anadolu efsaneleri W. Bascon'un ve B. Seyidoğlu'nun işlevselciliğiyle açıklanabilir. Bascon'a göre kültür ürünlerinin: (i) hoşça vakit geçirme, eğlenme ve eğlendirme (ii) bağlı olduğu kültürel değerlerin doğrulanıp onanması (iii) eğitme ve kültürel değerlerin gelecek kuşaklara aktarılması (iv) bireyin toplumsal baskılardan kurtulmak adına, toplumun davranış örüntülerinin kabullenmesini öngören kaçış olmak üzere dört işlevi bulunur (Çobanoğlu, 2010:256-257).

Seyidoğlu ise genel anlamda efsanelerin işlevlerini şu başlıklar altında incelemiştir. Bunlar: (i) gelenek ve göreneğin muhafaza edilmesi: Efsanelerin oluştuğu toplumlarda çeşitli ritüel biçimlerini görmek olasıdır. Örneğin, mitolojik kökenli bir efsanenin ritüeller vasıtasıyla somutlaştırılmaya çalışılması ve bu yönüyle değerlerin, topluluk üyelerine aktarılması efsanelerin görenek ve gelenekler üstündeki koruyuculuk özelliğini göstermesi bakımından önemlidir (ii) topluma yön verme: Hasta, yoksul ya da yardıma muhtaç kişilerin korunması, onlara iyilik ve yardım yapılmasını teşvik eder. Toplumun davranışlarını bu yönüyle şekillendirmeyi amaç edinir. Diğer bir değişle efsaneler, toplumsal yaşamı düzenleyen bir araç halini gelir (iii) bağlı olduğu çevreye anlam kazandırma: Efsaneler ortaya çıktıkları çevreye, mekâna anlam kazandırırlar, ilgi ve dikkatleri oraya çekerler (iv) koruyucu ve tedavi edici rolü: Belirli bir mekân etrafında oluşmuş efsanelerin, hem oluştukları mekân hem de onlara inananlar üzerinde koruyucu işlevi bulunur. İçinde ulvi bir kişinin, ermiş bir insanın kabrinin olduğuna inanılması nedeniyle, Anadolu'da evliya mezarlarına dokunulmamış ve günümüze kadar gelmiştir. Bunun yanında, efsanelerin tedavi edici yönleri de ön plandadır. Günümüzde, kaplıca sularının şifalı su özelliği göstermesi (Seyidoğlu, 2005: 271-273) üzerine birçok efsane yer alır (v) açıklanamayan bir olgu hakkında bilgi vermesi: İnsanlar için sır olabilecek ya da merak uyandıran konular hakkında bilgi vermeye çalışmasıdır. Bir mucizevi ya da doğaüstü olay hakkında
64