Sayfa:Erken Soğuk Savaş Ankara'sında Sinema Kültürü.pdf/5

Bu sayfa doğrulanmış

S. Gökatalay, Erken Soğuk Savaş Ankara’sında Sinema Kültürü

Benzer bir değerlendirme 1952 Ocak ayı için de yapılmıştır. Geri kalan dört film ise Türk yapımıdır. 1945 yılı ile kıyaslandığında yabancı filmlerdeki Hollywood egemenliği göze çarpmaktadır. Diğer bir gelişme ise Türk filmlerinin oranındaki artıştır. Bu artış, bir sonraki kısımda açıklanacağı üzere Türk sinema sektörünün 1945 sonrası geçirdiği dönüşümle ve gelişimiyle yakından ilgilidir. Ayrıca, 1940’lı yılların sonu itibariyle Türk seyircisi, Türk yapımı filmlere daha fazla talep gösterir olmuştur. Öyle ki Anadolu’dan İstanbul’a gelen sinema salonu sahipleri, İstanbullu meslektaşlarından daha fazla Türk filmi vermelerini istemişlerdir (Gürmen, 2007, s. 157). Bu talebin nedeni ise Anadolu seyircisinin, Türk filmlerini yabancı filmlere oranla daha çok yeğlemesi olabilir.

Tablo II’de sözkonusu 14 filmin üretim yılları gösterilmektedir. 1951 yapımı tüm filmler Türk filmleridir. Yani kaba bir hesapla 1952 gibi geç bir tarihte, yani İkinci Dünya Savaşı’nın bitiminden yedi yıl sonra bile, Amerikan filmlerinin, Ankara sinema salonlarında gösterilebilmesi için, en az üç yıl geçmesi gerektiği gözlemlenmektedir. Bu tablo aynı zamanda Ankara’nın hem İstanbul’u hem de Amerikan şehirlerini oldukça uzaktan takip ettiğini göstermektedir. Yani, savaşın bitmesinden sekiz yıl sonra bile, Ankaralı sinema seyircisi, çoğunlukla eski filmleri izlemektedir.


Türk Sinemasının Dönem İçerisindeki Dönüşümü

Erken Cumhuriyet dönemi Türk sinemasına bakıldığında, hem yönetmen koltuğunda oturan hem de oyuncu olarak bu filmlerde rol alan kişilerin çoğunun tiyatro kökenli oldukları görülebilir.[1] Bu nedenle, söz konusu dönemi değerlendiren bazı Türk sinema tarihçileri, döneme “tiyatrocular dönemi” demektedir. 1939 yılında ise “tiyatrocular dönemi” bitmiş ve Türk sinemasında “şarkıcı-oyuncular modası”na evrilecek olan geçiş dönemi (1939-1950) başlamıştır. Geçiş dönemi, Türk sinemasında devrim niteliğinde bir değişikliğe yol açmıştır. 1950 itibariyle Türk sinemasındaki Muhsin Ertuğrul egemenliği sona ermiş ve tiyatro kökenli olmayan çok sayıda genç yönetmen sesini duyurmaya başlamıştır.[2] Bu gelişmelerin sonucunda Türkiye’de “sinemacılar dönemi” (1950-1970) başlamıştır (Özön, 1968, ss. 17-21).[3] Her ne kadar, tiyatro kökenli oyuncu ve yönetmenlerin etkisi hiçbir zaman tam anlamıyla bitmemişse de 1950 sonrası dönem sinemasının tiyatrodan bağlarını olabildiğince kopardığı bir dönem olmuştur (Özön, 1962, s. 121).

Bir zamanların “Türk sinemasının tek adamı” (Esen, 2010, s. 34) olan Muhsin Ertuğrul’un Türk sineması üzerindeki ağırlığının incelenen dönem içerisinde son bulması,[4] Soğuk Savaş’ın küresel ölçekli eğilimleriyle

Tablo II. Ankara’da Ocak 1952’de Gösterilen Filmlerin Yapım Yılı ve Yerleri

Yapım Yılı/Yapım Yeri ABD Türkiye Toplam
1935 1 1
1940 1 1
1948 1 1
1949 4 4
1950 3 3
1951 4 4
Toplam 10 4 14

Kaynak: Bu tablo[5] Turkish-American News gazetesinin 1952 Ocak ayı sayılarında bulunan sinema ilanlarından yola çıkılarak oluşturulmuştur.


  1. Bu isimlere örnek olarak, Talat Artemel, Cahide Doruk (Sonku), Muhsin Ertuğrul ve Perihan Yanal verilebilir. Ancak incelenen dönemde bile Sezer Sezin gibi tiyatro kökenli sinema oyuncularının ünlü olabildikleri görülmektedir.
  2. Bu yönetmenler arasında Lütfi Akad, Orhon Murat Arıburnu, Metin Erksan, Osman F. Seden ve Memduh Ün gibi gelecek yıllara damgasını vuracak olan kişiler vardır (Scognamillo, 2010, ss. 84-107).
  3. Özön’ün ardılı pek çok sinema tarihçisi (örneğin Esen, 2010, ss. 19-130), Özön’ün dönemselleştirmesini benimsemiş ve dönemin Türk Sineması’nı “Tiyatrocular,” “Geçiş” ve “Sinemacılar” diye üç adet alt-döneme bölmüştür. Engin Ayça ve Metin Erksan gibi bazı sinema tarihçileri ise Özön’den farklı bir dönemselleştirme öne sürmüşlerdir. Türk sinemasının dönemselleştirmesine ilişkin ana tartışmalar için bkz.: Atam, 2011, ss. 1-42.
  4. Muhsin Ertuğrul 1945-1955 döneminde birisi kısa film olmak üzere yalnızca üç film yönetmiştir. Bu filmler sırasıyla, Kızılırmak Karakoyun (1947), Evli mi Bekâr mı (Kısa film, 1951) ve Halıcı Kız'dır (1953).
  5. Tabloda 1952 Ocak ayı boyunca Ankara’daki yedi sinema salonunda (Ankara, Büyük, Nur, Park, Ulus, Sus ve Yeni) tam zamanlı olarak 14 film gösterilmektedir. Bu 14 filmin ayrıntılı bir listesi Ek 2’de görülebilir.
Ankara Araştırmaları Dergisi 2019, 7(1), 147-174
151