Sayfa:Erken Soğuk Savaş Ankara'sında Sinema Kültürü.pdf/3

Bu sayfa doğrulanmış

S. Gökatalay, Erken Soğuk Savaş Ankara’sında Sinema Kültürü


izleyicilerinin sosyal kökenleri ve konumları açısından nasıl ayrıştıkları irdelenecektir. Sinema kültürünü etkileyen diğer (dublajlı filmler ve altyazılı filmlerin ayrımı ya da sinema salonlarına ulaşım imkânları gibi) faktörler sıralanacaktır. Çalışmanın ana bulgularının listeleneceği sonuç kısmından hemen önce ise, kadınların ve çocukların sinema ile olan ilişkileri incelenecektir.

Çalışmada ele alınan “sinema kültürü”nden kasıt, incelenen dönem içerisinde Ankaralıların sinema filmleri ile olan ilişkileri, film alışkanlıkları, film zevklerini etkileyen fiziksel etkenler ve sinema filmlerinin günlük yaşam üzerindeki etkileridir. Bu çalışmada, her ne kadar bütüncül bir yöntem izlenmişse de, kısıtlı alana sahip bir makalede ve yaklaşık on yıllık bir dönemi ele alan bir çalışmada bütün Ankara’yı ve Ankaralıları kapsamak mümkün değildir. Çalışmadaki esas amaç sinema kültürünün çok sesliliğini göstermektir. Bir diğer deyişle, Ankaralıların tekdüze bir sinema kültürü yoktur. Tam tersine, toplumsal sınıfa, yaşanılan semt ve mahalleye, yaş ve cinsiyete göre değişiklik gösteren sinema kültürleri bulunmaktadır. Bu çalışmada, Ankaralının sinemaya bakış açısı ve dönem içerisinde Ankara’da değişen sinema koşulları temel alındığından, Türk sinema tarihine ve dönem içerisinde başka kentlerde ortaya çıkan sinema kültürü, çalışma açısından ancak ikincil bir önemi haizdir. Bununla birlikte, Ankara örneğinin genel Türk sinema tarihi açısından ne anlama geldiğini göstermek adına mevcut yazından olabildiğince yararlanılmıştır.


Amerikan Filmlerinin Türkiye’deki Tarihsel Seyri

Amerikan filmleri 1945’in çok öncesinde Türkiye sinemalarında gösterilmeye başlanmıştır. Gerek geç Osmanlı gerek erken Cumhuriyet dönemlerinde Amerikan filmleri Türk izleyicisi ile buluşmuştur. Sanatsal yönü daha fazla olan Avrupa kökenli filmlere göre daha yalın bir anlatıma ve daha görkemli sahnelere sahip olan Hollywood filmleri, Türk sinema seyircisinin beğeni ve ilgisini çekmektedir (Özuyar, 2004, ss. 48-49). Amerikan filmlerinin Türkiye’deki popülerliği İkinci Dünya Savaşı yıllarında giderek artmıştır. Fransa gibi daha öncesinde Türkiye’ye film ihraç eden Avrupa devletlerindeki savaş koşulları nedeniyle, Türk sinemacıları Avrupa’dan film getiremez olmuşlardır (Özön, 1966, s. 11). Türk sinema şirketlerinin, yurtdışından film getirebildikleri tek ülke olarak neredeyse Amerika Birleşik Devletleri (ABD) kalmıştır. Mısır aracılığıyla Türkiye’ye ulaşan Amerikan filmleri savaş boyunca binlerce Türk izleyicisi ile buluşmuştur (Filmer, 1984, ss. 175-178).[1] Savaş yıllarında Türkiye’ye gösterime giren beş binden fazla sinema filminin yüzde seksenini Amerikan filmleri oluşturmaktadır (Berktaş, 2010, s. 13). The New York Times muhabirlerinden Paul K. Lee, 28 Mart 1943 tarihinde Ankara’da kaleme aldığı yazısında, Hollywood’un gerçek gücünü bilmediğini, Amerikan filmlerinin ABD dışında inanılmaz bir etkiye sahip olduğunu, Amerikan filmlerinin İngiliz filmlerinin aksine daha anlaşılır mesajlar verdiğini ve Amerikan film yapımcılarının, dış piyasalara daha fazla önem vermesi gerektiğini yazmıştır (Lee, 1943, s. 153). Benzer bir makale aynı gazetenin başka bir yazarı olan Thomas M. Pryor tarafından da yazılmıştır (Pryor, 1943, s. 3). Amerikalı gazetecilerin dilekleri en azından Türkiye için gerçekleşmiştir. Savaş sonrasında Türk sinema piyasası da neredeyse tamamen Amerikan filmlerinin eline geçmiştir (Özön, 1968, s. 26).

Türkiye’deki bu değişim küresel ölçekteki eğilimlerle oldukça uyumludur. ABD, İkinci Dünya Savaşı’ndan çok daha önce, eğlence kültürünü dışarıya ihraç etmek için yoğun bir çaba göstermiştir (Thompson, 1985). Savaşın bitmesiyle birlikte bu çabalar daha da artmıştır. Netice itibariyle, 1945 sonrasında, Hollywood, ABD’nin ve Amerikancılığın en mühim propaganda aracı olmuştur (Decherney, 2005, s. 11). Zaten, ABD’nin Türkiye’ye ihraç ettiği filmlerin tümü “Amerikan Haberler Bürosu”nun onayından geçebilen filmlerdir (Özön, 1968, s. 26). Bir Soğuk Savaş stratejisi olarak ticari filmleri kullanan ABD, savaş sonrasında film ihracatı konusunda eşi benzeri görülmemiş başarılar elde etmiştir Öyle ki, 1946 yılında İtalya’da gösterime giren ABD kökenli 600 film varken, Büyük Britanya’dan ve Sovyetler Birliği’nden ithal edilen film sayısı sırasıyla 100 ve 30 olmuştur (Shaw, 2007, s. 25). İncelenen dönemdeki filmlere daha yakından bakılacak olunursa, Ankara sinemalarındaki Amerikan filmlerinin payının, İtalya’dan çok daha yüksek olduğu görülmektedir (Tablo I).


  1. ABD kökenli filmlerin Mısır üzerinden Türkiye’ye gelmesinin bir sonucu da Türkiye’de gösterilen Mısır kökenli sinema filmlerinin sayısındaki olağanüstü artıştır. Bu filmlere ilişkin bir analiz için bkz.: Cantek, 2000, 351-358. Ankara özelinde, Mısır filmlerinin 1945 tarihi itibariyle eski popülerliğini yitirdiği görülmektedir. Ankara Araştırmaları Dergisi 2019, 7(1), 147-174
 
Ankara Araştırmaları Dergisi 2019, 7(1), 147-174
149