Sayfa:Erken Soğuk Savaş Ankara'sında Sinema Kültürü.pdf/18

Bu sayfa doğrulanmış

S. Gökatalay, Erken Soğuk Savaş Ankara’sında Sinema Kültürü


ara Ankara’ya gelerek konserler vermektedir. Şekil 7’de gösterildiği üzere, Safiye Ayla ve arkadaşları öncesinde 16 Şubat 1945 Cuma günü akşamı saat 21.00’de Yeni Sinema’da, ertesi gün ise öğlen 2.30’da Sus Sineması’nda konser vereceklerdir. Ankara sinema salonlarının, sanatsal etkinliklerden başka, siyasi işlevleri de vardır. Örneğin, Demokrat Parti’nin 7 Ocak 1947’de (kuruluşunun ilk yıldönümünde) düzenlediği ilk büyük kongresi de Yeni Sinema’da yapılmıştır (Toker, 1990, s. 161). Dolayısıyla, Ankara sinema salonları, yalnızca sinema filmleri ile değil aynı zamanda konser, gösteri, parti kongreleri, güreş ve boks müsabakaları gibi etkinlikler aracılığıyla da farklı kesimlerden insanları biraraya getirebilmektedir.


Sinema Kültürünü Şekillendiren Diğer Etkenler

İncelenen yıllarda gösterilen yabancı filmler, bugün de olduğu gibi, ya altyazılı ya da Türkçe dublajlı filmlerdir. Yüksek gelirli insanların gittiği elit sinema salonlarında dublajlı filmler gösterilmemektedir. Bu sinemalara giden kişiler ya İngilizce bilen ya da altyazıları takip edebilecek kadar okuryazarlığı olan kişilerdir. İngilizce’yi yeni öğrenmeye başlayan kişiler de, birkaç yabancı sözcük de olsa, öğrenebilmek için, altyazılı filmleri, dublajlı filmlere tercih etmektedirler (Göksu, Kişisel iletişim, 17 Şubat 2018). Daha düşük gelirli insanların gittiği kapalı sinema salonları ile halk sinemalarında dublajlı filmler vardır.

Kent merkezine görece uzak yerlerde bulunan ve daha çok düşük gelirli insanların gittiği Cebeci, Çiçek, Eser, Melek ve Süs gibi sinemalarda altyazısız filmler gösterilmektedir. Aslında, bu dönemdeki okuryazar oranının düşüklüğü göz önüne alınırsa,[1] altyazılı filmlerin çok fazla insana hitap edemeyeceği açıktır.

Bununla birlikte, düşük gelirli insanların, dublajlı film izlemesi, dublajın kötü yapıldığı ya da dublajlı filmlerinin her zaman kalitesiz yapımlar olduğu anlamına gelmemektedir. Zira dönemin dublaj sanatçıları Ferdi Tayfur gibi başarılı ve işine emek veren kişilerdir.[2] Ferdi Tayfur Amerikan filmlerini seslendirirken yalnızca konuşmaları Türkçeleştirmekle yetinmeyip bu karakterlere şive de katmaktadır. Tayfur’un bu yöntemleri ise seyirci tarafından beğenilmektedir (Karagözoğlu, 2004, s. 54). Bu dönemdeki pek çok filmi Ferdi Tayfur dublajı ile izleyen Altan Öymen, daha sonraları da bu filmleri özgün dillerinde izlediğinde aynı tadı alamadığını, Tayfur’un ne kadar yetenekli bir isim olduğunu o zaman daha iyi anladığını aktarmaktadır (Öymen, 2012, ss. 65,66).

Sinema kültürünü etkileyen diğer bir unsur ise sinema salonlarına olan ulaşım olanaklarıdır. Toplu taşımanın kısıtlı olduğu bir dönemde, geç saatlerdeki seanslara gidebilen kişi sayısı oldukça azdır. Taksiye ve dolmuşa binmek, o günün Ankarası için, yalnızca özel durumlara özgü, pahalı bir seçenektir. Daha da önemlisi taksiye ve dolmuşa her an ve her yerde erişebilmek çok olası bir durum değildir. Taksi ve dolmuş duraklarına yürümektense, otobüs beklemek daha iyi bir seçenektir (Öymen, 2012, s. 143). Bu yılların Ankara’sında sinema salonlarının olduğu yerlerden kalkan otobüs seferleri, çoğu semt için akşam saat dokuzda bitmektedir. Ancak, yoğun istek üzerine, sinemaların son seansına giden seyirciler için, Ankara il yönetimi tarafından saat onbirde kalkacak biçimde ek otobüs seferleri tahsis edilmiştir. Bu otobüsü kaçırıp, eve yürüyerek gitmek istemeyen seyirciler, sinema çıkışlarında izdihama neden olmaktadırlar (Akgün, 1996, s. 232). Sinema filmlerinin ya da müzik konserlerinin, biraz daha uzun sürmesi durumunda ise, otobüsler yarım saat daha fazla bekleyebilmektedirler (Halkın dertleri, 1949, s. 4). Ancak otobüse sığabilen ve otobüs bileti almaya maddi imkânı olan kişilerin azlığı ya

Şekil 7. Safiye Ayla’nın Yeni Sinema konserlerinden birisinin ilanı. Kaynak: Safiye Ayla ve arkadaşları geliyorlar, 1945, s. 6.

164
Ankara Araştırmaları Dergisi 2019, 7(1), 147-174
  1. 1945 yılında, Türkiye’de okuma yazma bilen oranı kadınlar için % 13,51, erkekler için % 44,25’tir. Bu değerler, 1955 yılı içinse sırasıyla % 21,20 ve % 56,10’dur (Türkiye İstatistik Kurumu, 2012, s. 19).
  2. Tayfur’un kız kardeşi Adalet Cimcoz ise “Fitne Fücur” takma ismiyle çeşitli sinema magazin dergilerinde yazı yazmaktadır (Özgüç, 2007, s. 34).