Sayfa:Denizli'de Hızır ve Hıdrellez.pdf/5

Bu sayfa doğrulanmış
www. turukdergisi.com
Mevlüt Metin Türktaş

yıla erişmenin, yetişkinler geçimleri için gerekli olan hayvansal, bitkisel bolluk ve berekete kavuşmanın, gençler ve çocuklar da eğlenmenin tadını çıkarırlar (Özdemir 1999: 33). “Hıdırellez geleneği, bir bayram olarak bütün Türk milletinin topluca katıldığı, kutladığı, birtakım töreleri yerine getirdiği bir bahar bayramıdır. Oldukça eski bir devire inen bu kutlamalar, babadan oğula günümüze kadar intikal etmiştir. Hıdırellez’den sonra yazın geldiği inancını yaşatan Türk toplumu, Hıdırellez’le birlikte artık karakışın geride kaldığını görmekte ve gelecek günlerin tabiatın canlandığı, yeşerdiği bahar ve yaz günleri olduğunu vurgulamaktadır” (Çay 1995: 35).


Denizli Yöresinde Hızır’la İlgili İnanışlar

Başta efsaneler olmak üzere Hızır etrafında oluşturulan anlatılar, ülkemizin sözlü kültür geleneği içerisinde belki de en yaygın olanıdır. En küçük köyden en büyük şehirlere kadar, içinde Hızır’ın olduğu gerek mekanlarla ilgili gerekse inanç boyutunda birçok anlatı bulabilmek mümkündür. Bu çalışmanın konusunu oluşturan Denizli ve çevresi de Hızır ve İlyas hakkında birçok anlatının üretildiği bölgelerden biridir. Denizli yöresi, coğrafi ve jeopolitik özellikleri dolayısıyla geçmiş zamanlardan beri cazibe merkezi olan yörelerden biridir. Bölgeye özellikle 11. yüzyıldan sonra değişik güzergahlardan gelen çok sayıda Türk boyu yerleşmiştir. Bu yüzden Denizli yöresinde kadim Türklerle ilgili çok ve çeşitli kültürel unsurları görebilmek mümkündür. Denizli’de 20. yüzyıldan sonra sanayinin gelişmesi birçok iş sahasının ortaya çıkmasına vesile olmuş, bunun sonucu olarak da Denizli, başta çevre iller olmak üzere Türkiye’nin birçok yerinden göç almıştır. Gelen insanlar beraberlerinde yöresel kültürlerini de getirdiklerinden Denizli yöresi, çeşitli Türk kültürünün görüldüğü yerlerden birisi konumuna gelmiştir. Bundan dolayıdır ki konumuzu oluşturan Hızır ve Hıdırellez’le ilgili inançlar ülkenin birçok yeriyle benzerlik gösterebilmektedir. Çalışmada bu benzerliklerden ziyade yörede yaşayan kaynak kişiler tarafından yakın zamanda yaşanıldığı iddia edilen Hızır’la ilgili olağanüstü tecrübeler ve inanışlardan örnekler verilmiştir.

Bölgede Hızır’la ilgili inançların başında yardım severlikle ilgili inanış ve anlatılar gelmektedir. Bu inanış ve anlatılarda, yaşlı olan, düşkün olan, ihtiyacı olduğu için yardım talep eden kişilere ya da darda kalan diğer canlılara yardım edilmesi gerektiği konusunda tavsiyeler bulunmaktadır. Bu tavsiyeler bazen iyi sonuçları örnek göstererek, bazen de kötü sonuçlar gösterip korkutarak yapılmaktadır.

“Hızır bir eve uğradığı zaman eve mutlaka bolluk bereket getirir. Bu bakımdan bölge halkı Hızır’ın kendi evlerine de uğramasını dilerler. Onun geldiğini öğrenebilmek için de evlerinde onun bırakmış olduğu çeşitli izleri ararlar. Hızır’ın bıraktığı iz bazen kedi izi, bazen el izi, bazen çocuk eli izi, bazen de bir âyet şeklinde olur. Bırakılan izler bazen yıllarca saklanır, yok edilmemeye çalışılır. Bu izlerin görüldüğü evlerde bereket ve zenginlikler oluştuğu anlatılır. Kale’ye bağlı Karaköy Kasabasından Rabia Bilgin’in ninesi bir gün ekmek yaptıktan sonra kalan külleri ince elekle elemiş ve o külleri, Hızır gelirse iz bıraksın düşüncesiyle bir tabağa koyarak evin bir köşesine koymuş. Gece Hızır gelmiş o küller üzerine bir âyet şeklinde iz bırakmış. Bu işten bir yıl sonra, kadının oğlu bir çiftlik sahibi olarak zengin olmuş. Kadın ise bu iz bırakılan külü ve tabağı yıllarca saklamış” (Türktaş 2013: 283).


TÜRÜK Uluslararası Dil, Edebiyat ve Halkbilimi Araştırmaları Dergisi 2021, Yıl 9, Sayı: 25 Issn: 2147-8872

167