Sayfa:Değirmen.pdf/45

Bu sayfada istinsah sırasında bir sorun oluştu

çareler düşündü, aklına viyolonsel geldi. Belki çalgısı olsaydı o, bu kadar üzülmeyecekti.

Ve bir gün, maun ağacından haftalarca uğraşarak yaptığı viyolonselle geldi. "Sevgilim" dedi, "hayatımız çok yalnız geçiyor. Bak, sana bir arkadaş daha getirdim. Seni bir zamanlar bunu çalmaktan menettiğim için ne kadar bedbaht olduğumu bilsen..." Sonra sıkılarak ilave etti: "Hem bana da öğretmeni rica edeceğim."

Genç kadının soluk yüzünde, batan güneşte görülen bir kırmızılık belirdi. Titreyen dudaklarıyla:

"Ben öleceğim" dedi, "ve sen, başucumda viyolonsel çalarak vaadini yerine getireceksin...”

Öğrenmeye başladıktan pek az sonra, ufak parçaları çalabiliyordu. Kadın, hayvan derileri üzerine yazdığı notaları buna meşk ettiriyor, bu da onları alarak yabani ormanda saatlerce çalışıyordu.

Öğrendiği parçayı akşam üzerleri latif üstadına tekrar ederken onun ağzından çıkacak bir takdir sayhası* kendisine en büyük iç genişliğini verirdi.

Kadın da ara sıra çalıyordu. Ve o zaman bu şekilsiz alet, bu at kıllarından yapılan yay, başka bir düyanın seslerini genç erkeğin kulaklarına, oradan ruhuna götürürdü. Bir gün kadın: "Bak, bu 'Sonbahar Şarkısı'dır" dedi.

Ve nağmeleri insanın içine görünmez mayiler halinde akan bir besteyi bitirdikten sonra:

"İşte" dedi, "ölürken senden bunu isteyeceğim."

Erkek:

"Ver" dedi, "çalışayım..."

"Hayır, bunu son günümün yaklaştığını hissettiğim zaman vereceğim..."

Ve başka bir notayı uzattı.

Bazan üzüntülerin uzattığı, bazan yalancı bir sevincin kısalttığı günler çok çabuk geçti. Ve kadın artık ayakta durama-


*Haykırışı. 48