Sayfa:Cinsel Saldırı ve Çocuğun Cinsel İstismarı Sanıklarının Mahkemedeki İletişimsel Amaçları.pdf/6

Bu sayfa doğrulanmış

Cinsel Saldırı ve Çocuğun Cinsel İstismarı Sanıklarının Mahkemedeki İletişimsel Amaçları


ele alınmamıştır. Dolayısıyla haber editörlerinin, bu çalışma çerçevesinde araştırmacının yapacağı seçim ve düzenlemeyi önceden yaptığı da söylenilebilir.


Yöntem

Çalışmada; Biber, Connor ve Upton (2007, ss. 12-16) tarafından söylem yapısının yukarıdan aşağıya yaklaşımla çözümlenmesi için önerilmiş olan yöntem, detayları sunulmuş olan bütünceye uyarlanarak kullanılacaktır.

Kaynakta; “iletişimsel/işlevsel ulamlar, bölümleme, sınıflandırma, birimlerin dilsel çözümlemesi, söylem ulamlarının dilsel tasviri, metin yapısı, söylem kurgusuna ilişkin eğilimler” olmak üzere yedi aşama bulunmaktadır (Biber ve ark., 2007, s. 13) ve mevcut bütünce ile bu aşamalardan yalnızca ilk üçü uygulanabilmektedir. Bunun nedeni, çalışmadaki dilsel verinin, her bir ifade özelinde bütünün seçilmiş parçalarından oluşması ve bütüne erişimin mümkün olmayışıdır.

İfadelerin tamamına ulaşılamadığından dördüncü aşama olarak belirtilen sözcüksel ve dilbilgisel çözümleme, beşinci aşama olarak bahsedilen işlevsel ulamların dilsel özgünlüğü ve tasviri, tüm bu incelemelerin sonucunda metinlerin birer altsözce dizisi olarak ele alınması ve sıralamaların tespitinden oluşan altıncı aşama ile son olarak bütünceyi oluşturan metinlerin söylem yapısı bağlamında örüntülerin ortaya konulduğu yedinci aşamanın; mevcut veri ile nitel veya nicel olarak güvenilir sonuç vermesi mümkün görünmemektedir.

Buna karşın iletişimsel/işlevsel ulamların öngörülmesi, metinler üzerinde bu ulamlara uygun bir bölümleme yapılması ve altsözcelere karşılık gelen bu bölümlerin tanımlanması; haber değeri taşıdığı için bütüncede bulunacağı ve sanıkların hukuk izlemlerini ortaya koyacağı varsayılan altsözceler dolayısıyla, nitel olarak uygulanabilir olduğu değerlendirilen aşamalardır.

Dolayısıyla ilk olarak, bütüncede karşılaşılması beklenen altsözceler adlandırılacak ve tanımlanacaktır. Ardından, savunma ifadeleri, öngörülmüş altsözcelerin tanımları dikkate alınarak yakın okuma sonrasında bölümlenecek ve son olarak üçüncü aşamada bu bölümlerin, yani altsözcelerin amaçları hem iletişimsel bağlamda hem de ceza hukuku ve ceza muhakemesi hukuku ile ilgisi bakımından ele alınacaktır. İlk aşamada öngörülmemiş bir altsözceyle karşılaşılması durumunda ise bölümlemeler yeniden değerlendirilecek ve altsözcelerin çözümlenmesi buna göre yapılacaktır.


Çözümleme ve Bulgular

Bütünceyi oluşturan ifadelerin ceza yargılaması kapsamında birer sanık savunması olduğu dikkate alındığında, metinlerde görülebilecek altsözcelerin öncelikle atılı suçun kabul edilmesi veya reddedilmesine yönelik olacağı öngörülmektedir. Bunlar, “kabul etme” ve “reddetme” olarak tanımlanacaktır. İfadenin sahibi, bu altsözceler kapsamında kendilerine yöneltilen suçlamayı ya kabul edecek ya da reddedecektir.

Bütüncenin oluşturulması ve çözümlemeye uygun şekilde düzenlenmesi sürecinde ise bazı sanıkların kendilerine yöneltilen suçlamayı bir şekilde hafifletmeye ya da diğer bir deyişle mazur göstermeye çalıştıkları görülmüş, mahkemede ifade verirken amaçlarının bu yönde olduğu değerlendirilmiştir. Bütüncedeki böylesi bölümleri oluşturan altsözce, “hafifletme” olarak adlandırılacaktır.

Sanıklar, gerek suçlamadan tamamen kurtulmak gerekse mahkemece hükmedileceğini öngördükleri cezada indirim uygulanmasını sağlamak için başka izlemleri de takip edebilirler. Bunlardan birisi, sanığın; kendi kişiliğinden, yaşamından, geçmişteki olumlu edimlerinden ya da pişmanlığından bahsederek iyi bir kimse olduğu izlenimi uyandırmak istemesidir. Bu amaca yönelik verilen ifadelerin bulunduğu altsözce “sempati” olarak adlandırılacaktır. Bir diğer izlem ise sanığın, yargılama konusu olaya ilişkin herhangi bir nedenle başkasını, özellikle de mağduru suçlamasıdır. Bu altsözce ise “suçlama” olarak anılmaktadır.

Daha önce belirtildiği gibi, sanığın savunma amacı ya da izlemiyle ilgisi bulunmayan başkaca sözleri ise değerlendirmeye alınmamıştır. İfadelerin belirli bölümlerinin birden fazla altsözceye uygun olması hâlinde ise anlamca baskınlık ve bu bölümden öncesi ile sonrası arasındaki ilişkiler dikkate alınmıştır. Ayrıca, altsözcelerin adlarında “iletişimsel amaç” gözetildiği ve bu adların hukuki birer niteleme olmadığı da göz önünde bulundurulmalıdır.

397