Sayfa:Ceza hukukunda nefret ve ayrımcılık.pdf/83

Bu sayfa istinsah edilmiş

hiçbir gerekçeyle, hiçbir kamu makamı tarafından ayrımcılığa maruz bırakılamaz." Böylece Sözleşme'nin ilk haliyle tanınan haklar hukuken tanınan bütün hakları kapsayacak şekilde genişletilmiştir. Böylece ayrımcılık yasağı sınırlı bir haldeyken, genel bir niteliğe kavuşmuştur[1]. Ayrıca Protokol ile ayrımcılık yasağının kapsamı, taraf devletlerin iç hukuklarında bireylere tanınan haklar ile sınırlanmıştır. Hukuken temin edilmiş haklarla kastedilen, taraf devletlerin iç hukuklarında bireylere tanıdıkları haklardır. Bu nedenle; taraf devletlerin iç hukukunda yer almayan bir düzenleme nedeniyle ayrımcılık yasağının ihlal edildiği iddiasında bulunulamayacaktır. Türkiye bu Protokol'ü imzalamış fakat onaylamamıştır. Bu sebeple Türkiye açısından zaten henüz yürürlüğe girmemiştir[2].

AİHM, ayrımcılık yasağı ihlaline ilişkin önüne gelen bir şikayetin öncelikle Sözleşme'de yer alan hak ve özgürlükler kapsamında olup olmadığını tespit eder. Sonra, eğer Sözleşme kapsamındaki bir haktan söz ediliyor ise, ayrımcılığın yapılıp yapılmadığına bakar. Daha sonra eğer ayrımcılık yapıldığı kanaatine varır ise, bunun objektif ve makul bir nedene dayanıp dayanmadığını inceler[3]. Eğer meşru bir amaç varsa bu meşru amaç ile araç olarak kullanılan hak ve yükümlülüğün ihlali arasında bir orantılılık olup olmadığını inceler. Eğer orantısız olduğuna kanaat getirirse, ortaya çıkan bu muamele farklılığının Sözleşme'ye taraf devletin takdir yetkisine girip girmediğini incelemesi gerekecektir[4].

  AİHM, Nachova ve Diğerleri / Bulgaristan kararında, yaşam hakkının esastan ihlalinin yanı sıra AİHS madde 14 bazında bir ihlalin de gerçekleştiği yönünde karar vermiştir. Mahkeme'nin ayrımcı olarak değerlendirdiği tutum; olayda yer alan bir polisin orada bulananlardan birine “Allah'ın belası Çingeneler” şeklinde bağırmasıdır. Olayda; Roman kökenli iki Bulgar vatandaş, polisin orantısız güç kullanarak ateş etmesiyle hayatını kaybetmiştir. Hayatını kaybeden vatandaşların silahsız olduğu ve herhangi bir şiddet ya da tehdit içeren bir olaya da karışmadıkları rapor edilmiştir[5]. Kanımızca, AİHM kararına konu olan bu olayda, nefret boyutuna varan bir ayrımcılıktan söz edilebilir. Roman kökenli Bulgar vatandaşlara karşı kolluk güçlerinin böyle bir önyargısı bulunması idi, orantısız güç


  1. Gözlügöl, S.V.; Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve İç Hukukumuza Etkisi, Ankara, 2002, s. 134-135.
  2. https://humanrightscenter.bilgi.edu.tr/tr/content/62-avrupa-insan-haklar-sozlesmesine-ek-12- numaralprotokol/ (E.T.: 08/08/2019)
  3. Gözübüyük, Ş./Gölcüklü, F.; Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Uygulaması, Ankara, 2007, s. 20.
  4. Ağırbaşlı, Ş.; Sınırlı Ayrımcılık Yasağından Genel Eşitlik İlkesine, Ankara, 2009, s. 52-53.
  5. Nachova ve Diğerleri / Bulgaristan, AİHM, 6 Temmuz 2005 tarihli, Baş. No: 43577/98, 43579/98 Büyük Daire kararı, parag. 160-168. https://hudoc.echr.coe.int/engpress#(%22itemid%22:%22001-69630%22)%7C (E.T.:21/10/2019)
71