Sayfa:Ceza hukukunda nefret ve ayrımcılık.pdf/51

Bu sayfa istinsah edilmiş

1.3.2. Ayrımcılık suçu kavramı

Ayrımcılığın birçok değişkene bağlı olarak ortaya çıkan bir kavram olması sebebiyle hayatın her alanında ortaya çıkma ihtimali de son derece yüksek ve olağandır. Ayrımcılık genel olarak kendinden olmayanlara yahut bazı özelliklere sahip kişilere duyulan önyargıya bağlı olarak gelişen bir tutum olarak ifade edilebilmektedir[1]. Ayrımcılığın bir suç olarak düzenlenmesi meselesi ise tıpkı nefret suçunda olduğu gibi çağımızın bir ihtiyacı halini almıştır. Bu nedenle uluslararası hukukta ayrımcılığın yasaklandığı sözleşmeler bir sonraki bölümde ayrıntılı olarak ele alınmıştır[2].

Nefret suçlarının genel kabul gören yapısının aksine, ayrımcılık suçlarında ayrımcı eylem olarak değerlendirilen muamele ayrımcılık saiki çıkarıldığında çoğu zaman başka bir suça vücut vermeyebilir. Hatta ayrımcılık saiki çıkarıldığında fil suç olmaktan çıkarak yalnızca bir hakkın kullanılması haline gelebilmektedir. Türk Ceza Kanunu'nda yer alan “Nefret ve Ayrımcılık” suçu bir nefret suçundan ziyade ayrımcılık suçudur. TCK kapsamında bu hüküm eski hali ile yalnızca “Ayrımcılık Suçu” olarak düzenlenmişken, 6529 sayılı Temel Hak ve Hürriyetlerin Geliştirilmesi Amacıyla Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile “Nefret ve Ayrımcılık” halini almıştır.

“Nefret ve Ayırımcılık Suçu”;

“1 Dil, irk, milliyet, renk, cinsiyet, engellilik, siyasi düşünce, felsefi inanç, din veya mezhep farklılığından kaynaklanan nefret nedeniyle;

a) Bir kişiye kamuya arz edilmiş olan bir taşınır veya taşınmaz malın satılmasını, devrini veya kiraya verilmesini,

b) Bir kişinin kamuya arz edilmiş belli bir hizmetten yararlanmasını,

c) Bir kişinin işe alınmasını,

d) Bir kişinin olağan bir ekonomik etkinlikte bulunmasını, engelleyen kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”


  1. Ayrımcılık konusunda ayrıntılı bilgi için bkz. s. 10-26.
  2. Ayrımcılık yasağı konusunda ayrıntılı bilgi için bkz. s. 45-76.
39