Sayfa:Ceza hukukunda nefret ve ayrımcılık.pdf/27

Bu sayfa doğrulanmış

Dolaylı ayrımcılık, 97/80 sayılı “Cinsiyete Dayalı Ayrımcılık Durumlarında İspat Yükü” konulu AB Direktifinde şöyle tanımlanmıştır: “Görünüşte yansız olan bir kural, ölçüt ya da uygulama, bir cinsiyetten olan kişilerin açıkça daha yüksek bir oranını etkiliyorsa dolaylı ayrımcılık vardır”[1]. Bu anlamda dolaylı ayrımcılığı doğrudan ayrımcılıktan ayıran nokta, karşılaştırılabilir durumdakilerden korunan belli bir tarafı dezavantajlı duruma düşürmesidir. Şöyle ki doğrudan ayrımcılıkta farklı bir muamele mevcutken burada farklı etki veya dezavantajlardan söz edilmektedir. Aralarındaki en temel fark da budur. Ayrıca dolaylı ayrımcılık teşkil eden aynı uygulama ya da işlem meşru bir nedene bağlanmamalıdır. Objektif meşru bir nedenin varlığı ayrımcılığı ortadan kaldırır[2].

İstihdam ve Meslekte Eşit Muameleye Dair Genel Çerçeve Oluşturan 27 Kasım 2000 tarihli direktife göre dolaylı ayrımcılık niteliğinde olacak haller belirlenmiştir. Buna göre; “Görünüşte tarafsız olan bir düzenleme, ölçüt veya uygulama, belirli bir dine veya inanca mensup, belirli bir engelliliği olan, belirli bir yaştaki veya belirli bir cinsel yönelimi olan kişilere, başka kişilerle karşılaştırıldığında belirli bir dezavantaj yaratıyorsa, aşağıdaki durumlar geçerli olmadıkça dolaylı ayrımcılık teşkil eder: Söz konusu düzenleme, ölçüt veya uygulamanın meşru bir amaçla haklı kılınmış olması ve söz konusu amaca ulaşmak için kullanılan araçların uygun ve gerekli olması durumu veya belirli bir engelliliği olan kişiler açısından, işveren veya işbu direktifin uygulamasına giren herhangi bir kişi veya kuruluşun, ulusal mevzuat kapsamında; söz konusu düzenleme, ölçüt veya uygulama tarafından getirilen dezavantajları ortadan kaldırmak için 5. maddede[3] yer alan ilkelerle aynı doğrultuda olan uygun tedbirleri almakla yükümlü olması durumu"[4].

  Bu madde ile dışarıdan bakıldığında; ayrımcı bir muamele gibi görünen eylemin, bazı hallerde ayrımcılık teşkil etmeyeceği belirtilmiştir. Bu durumda, meşru bir amaca


  1. Avrupa Birliği Konseyi, 15 Aralık 1997 tarihli Direktif, “Cinsiyete Dayalı Ayrımcılık Durumlarında İspat Yükü”, m. 2.
  2. Avrupa Ayrımcılık Yasağı Hukuku El Kitabı, s. 28.
  3. İstihdam ve Meslekte Eşit Muameleye Dair Genel Çerçeve Oluşturan 27 Kasım 2000 tarihli Direktif'in 5. maddesinde engelli kişilere uygulanacak makul uyumlaştırma yer almaktadır. Buna göre; “Engelli kişilerle ilgili olarak eşit muamele ilkesine uyumun güvence altına alınması amacıyla, makul uyumlaştırma sağlanacaktır. Bu, işverenlerin belirli bir vakada ihtiyaç duyulduğunda, engelli bir kişinin istihdama erişimini, katılımını veya işte ilerlemesini ya da eğitimden geçmesini sağlamak için, işverene orantısız bir yük getirmediği müddetçe, uygun tedbirler alması anlamına gelmektedir. Bu yük, ilgili Üye Devletin engellilik politikası çerçevesinde var olan tedbirler tarafından yeterince telafi edildiğinde orantısız sayılmayacaktır.” Makul uyumlaştırma için detaylı bilgi için bkz. s. 21-22.
  4. İstihdam ve Meslekte Eşit Muameleye Dair Genel Çerçeve Oluşturan 27 Kasım 2000 tarihli Direktif m. 2/2/b.
15