Sayfa:Ceza hukukunda nefret ve ayrımcılık.pdf/25

Bu sayfa doğrulanmış

1.2.1.1. Doğrudan ayrımcılık

Doğrudan ayrımcılık, aynı veya benzer durumdaki kişilere uygulanan muamelenin belli bir karakteristik özelliğe dayanan bir farklılık olmasıdır. Gerçek yahut tüzel kişi veya bir toplulukta yer alan kişiler hak ve özgürlükler bakımından benzerleri ile kıyaslandığında haklardan eşit şekilde yararlanamıyorsa; bu yaralanmaya mani olan ya da bunu güçleştiren her türlü farklı muamele doğrudan ayrımcılık teşkil eder[1]. Örneğin, aynı işte ve aynı şartlarda çalışan bir kadın ve bir erkeğe farklı ücretler ödenmesi doğrudan ayrımcılıktır.

Doğrudan ayrımcılıktan söz edebilmek için, iki unsurun varlığından söz etmek yerinde olacaktır. Öncelikle açıkça fark edilebilecek şekilde, aynı veya benzer durumda olan kişilerin farklı muameleye maruz kalması gerekir. Söz konusu bu farklı muamele ise karakteristik bir özellikten doğmalıdır. Uygulanan bu farklı muameleler kimi zaman bir suç teşkil etmeyip aksine meşru bir amaca özgülenmiş olabilir. Farklı muamelenin meşru bir farklı muamele olup olmadığının ayrımı iyi yapılmalıdır. Hukuken geçerli ayrımcılığa verilebilecek en iyi örnek pozitif ayrımcılıktır. Yine ayrımcılık yasağı, eşit muamele ilkesini öngörse de bazı hallerde farklı muameleye izin verip, bazı hallerde de farklı muameleyi zorunlu kılmaktadır. Yani eşit muamele her zaman aynı muameleyi ifade etmeyebilir. Bu durumda da bahsettiğimiz gibi meşru bir amacın varlığı sebebiyle hukuken geçerli ve korunan farklı muamele varlığını göstermektedir.

Doğrudan ayrımcılığın amacı aynı ya da benzer durumlarda olan kişiler arasında farklılıkların olmamasını sağlamaktır. Kişiler arasında doğrudan bir fark yaratılmasının önüne geçilmeyi amaçladığı için, doğrudan ayrımcılık şekli eşitlik[2] kavramının bir yansımasıdır[3]. Buna göre, hukuki şekli eşitlik, kanunların herkese eşit şekilde uygulanması yoluyla sağlanır[4].

  AİHS'inde, AB Hukukunda ve Uluslararası diğer hukuk metinlerinde doğrudan ayrımcılık tanımı aynı şekildedir. 2000/78 sayılı AB yönergesinde; “doğrudan ayrımcılık bir kişiye karşılaştırılabilir konumda olan diğer kişiye oranla daha az elverişli bir


  1. Korkut, L; Ayrımcılık Karşıtı Hukuk, Ankara, 2009, s. 48.
  2. Bkz. ayrıntılı bilgi için, s. 23.
  3. Karan, U.; Avrupa Birliği Ülkelerinde Ayrımcılık Yasağı ve Eşitlik Kurumları, Ankara, 2009, s. 9.
  4. Maddi hukuki eşitlik ise, aynı durumda bulunanlara karşı hak ve yükümlülüklerde eşit davranmayı kapsar. Buna eşitlerin eşitliği denilmektedir.” Bkz. ayrıntılı bilgi için, s.23.
13