Sayfa:Carel Zwollo.pdf/68

Bu sayfa istinsah edilmiş

66

Yan evde enteresan bir komşumuz vardı. Özellikle Baba Henk çok orijinal bir adamdı. Her zaman yeni bir hobi edinirdi ve bizimle araştırmalarını paylaşırdı. Ondan çok şey öğrendim.

Henk Eskes, 1937


onlar daha küçük oldukları için evde olurlardı. O zamanlar müziğe çok önem verirdim. Protest şarkıcılardan Bob Dylan, Jimmy Hendrix, Joan Baez, Nina Simone, Leonard Cohen'i ve klasik müzik bestecilerinden Mahler, Tchaikovsky, Borodin, Richard Strauss'u dinlerdim. Zavallı annem ve babam; üç büyük, iki küçük çocuk ve her odada bir radyo, bir gramofon vardı ve fazla sesten rahatsız olduklarında da, babamın arabasında oturur, onun radyosunu dinler, aküsünü bitirirdik.

Yan evdeki komşularımız enteresandı. Benim yaşımda iki çocuğu olan bir çift vardı. Bu komşu aileden ek bir eğitim aldım. Sürekli onlara giderdim. Bay Henk Eskes babam gibi fabrikada çalışıyordu. Babam balık ağı satardı, o da Vredestein Fabrikası için kauçuk, lastik satardı. Karı-koca keman çalıyorlardı ve oğulları Kees de piyano çalıyordu. Kızları Carool'un ise müzik plaklarından oluşan bir koleksiyonu vardı. Baba Henk çok orijinal bir adamdı. Her zaman yeni bir hobi edinirdi ve bizimle araştırmalarını ve uygulamalarını paylaşırdı.

Ondan çok şey öğrendim. Akşamları özellikle Japonya Savaşı zamanındaki hatıralarını bizlere anlatırdı. Bay Eskes esir kampında kalmış ve Japonların yaptığı Tayland- Burma demiryolunda çalışmıştı. Burada 15 bin Hollandalı savaş mahkûmunu çalıştırmışlar adeta, her metrede bir ölü olurmuş. İngiliz, Avustralyalı, Amerikalı ve Hintli savaş mahkûmları da varmış. Bay Eskes oradan kurtulmuş. Kendi babası bir fırıncıymış ve bunu Japon görevlilere, "Ben mutfak işinden iyi anlarım, kamp için fırın işi yapmak istiyorum, babam Hollanda'da fırıncıydı," demiş ve Japon komutan onun bu teklifini kabul etmiş. Fırında aynı zamanda Japon bir asker de çalışıyormuş; ancak çok zalim, ufak tefek, çirkin ve kompleksli bir adammış. Mahkûmları çok ezer, onlara işkence edermiş ve herkes ondan nefret eder ve korkarmış. Kendisi her akşam kampın dışındaki bir Tayland köyüne gidermiş. Oraya Japon askerlerle seks için kadın getirtirlermiş.

Bir gün öğleden sonra, Bay Eskes, kampta yemek hazırlamak için kullanılan çok büyük bir fırına bolca odun koymuş ve ateşlemiş. Yanındaki küçük Japon askerî iki kolundan tutup fırına atmış. Yarım saat sonra yemeği hazırlayıp büyükçe bir tencereye koymuş. Ertesi gün komutan Japon askerin olmadığını fark etmiş, araştırmış,