Sayfa:Carel Zwollo.pdf/47

Bu sayfa istinsah edilmiş

45

lerce suya bakardık ve annem ikimize küçük balıkları tutabilmemiz için eski bir konserve kutusu, ip ve perdeden iki adet kepçe yaptırmıştı. Hatırlıyorum da, bir gün "yeni bir tür bulduk" diye heyecanla bağırarak babamın ofisine gitmiştik ve babam ansiklopediye bakıp, o türün çoktan bulunmuş olduğunu söylemişti. Ne yazık ki, yeni bir balık türü bulamadık.

Hafta sonu plajın yanında saatlerce deniz kabuğu arardık. Harika türler bulmuştuk. Kuzey Yeni Gine'deki deniz kenarı tam bir cennetti. Bazı haftasonları da babamla beraber araştırma gemisinde balıkçılık yapardık.

Ton balığı şişman, torpil mermisi gibi vücudu olan harika bir balıktır. İki sıra küçük dişleri, fakat çok geniş bir ağzı vardır. Buna rağmen hamsi gibi küçük balıkları yemeyi tercih ederler. Babamın en çok tuttuğu ton balığı skipjack ve sarı yüzgeç türüdür. Onlardan daha büyük türler de var. 250 kilo ağırlığındalar ve onları gemiye çekmek için en az iki kişi gerekir. Sırtı lacivert-siyah ve yanları açık mavi-gümüş rengidir. Saatte 40-60 kilometre hızla yüzer. Bir seferinde ağabeyimle beraber Endonezyalı ve Papualı balıkçıların geminin güvertesine yeni tuttukları ton balığını nasıl çıkardıklarını görmüştük. Balık hâlâ canlıydı ve mücadele ediyordu. Babam, "Çocuklar yaklaşmayın!" diye bağırmıştı. Sonra kendisi yaklaşıp, balığın ölçülerini almıştı. Ağzını, kuyruğunu, yüzgecini inceleyip, fotoğrafını çekip, notlar almıştı. Sonra güçlü Papualılardan biri ona yardım etti. Balığı büyük bir demir terazinin üstüne koydular, ne yediğine bakmak için midesini açtılar. Bazen midelerinden canlı balık çıkıyordu. Bu notlar biyolog H. Van Pel için alınıyordu.

Küçük bir gemi vardı. Bu gemiyle Kuzey Yeni Gine'nin koylarına, ırmak deltalarına ve Hollandia'nın çevresindeki yerlere gidiyorduk. Hafta sonları babam çok popülerdi. Çünkü başka Hollandalı aileleri davet ediyor, birlikte bu gemiyle çeşitli yerlere gidiyorduk. Misafirler, babam kendi devletinin memuru olduğu için babama, “Devletin bu malını kötüye kullanma” demediler. Bir keresinde bir Endonezyalı ton balığının ciğerini geminin sıcak bordasında² pişirmişti ve geminin yanlarından deniz tuzu alarak yemiştik.

Babam bazen denizden çok geç saatlerde dönerdi. Land Rover arabasıyla eve gelir, bizi yataklarımızdan alıp rıhtıma götürür ve orada


2 Geminin su kesiminden yukarıda kalan kısmı.

Ton balığı

Küçük bir gemi vardı. Bu gemiyle Kuzey Yeni Gine'nin koylarına, ırmak deltalarına ve Hollandia'nın çevresindeki yerlere gidiyorduk.