Sayfa:Carel Zwollo.pdf/43

Bu sayfa istinsah edilmiş

Hollandalıların taktiği ise çok farklıydı. En önemli taktik, Papualıları kışkırtmaktı. Bu taktikle yamyamları ormanda sakladılar ve Japon askerleri için "avla" ve "ye" anonsu yaptılar.

Ayrıca Amerikalılar iki ayda dozer ve kepçelerle yüz kilometre uzunluğunda bir yol yaptılar. On iki rıhtımıyla 10 bin tonluk gemiler için, Hollandia (Hollandia'nın adı Endonezyalılar tarafından daha sonra Jayapura olarak değiştirildi), Kuzey Gine Pasifik Savaşı'nda en stratejik yerdi ve Amerika, İngiltere, Hollanda ve Avustralya'dan yüzbinlerce asker, pilot, gemici Japonya'ya karşı savaştı. Amerika o dönemde özellikle Hollandia'ya, Biak ve Sorong-Doom adalarına inanılmaz derecede savaş kargosu indiriyordu. Savaştan sonra Hollanda devleti Amerikalılardan sadece 30 milyon dolara tüm kargo depolarını satın aldı. Binlerce uçak ve amfibi gemiler plajın yanında çürümeye bırakıldı.

Papua'da ve Melanesia'da, Pasifik'in büyük adalarında bir kargo kültürü (Cargo Cult) vardı. Bu kavramı antropologlar buldu ve bununla ilgili şu olguyu anlatmak isterim: Papualılar kendi dinlerinde bir bereket zamanını bekliyorlar. Öbür dünyadan ölü akrabalarının büyük kuşlarla bol mal göndereceğine ve cennetin toprağa düşeceğine inanıyorlar.

İlk önce 1942 yılında Japonlar bu adaya geldiler, onların uçakları ve gemileri oraya mallar getirdi, orada depolar inşa ettiler. Halk o zaman "Kargo zamanı geldi,” diye düşündü. Bir yıl sonra Amerikalılar geldiler, hem havadan hem de denizden Japonlardan on kat daha çok mal getirdiler. Amerika'nın ordusunda zenci askerler vardı, tıpkı Papualılar gibi siyah. "Büyük bayram zamanı geldi," diye düşündüler. Savaştan sonra Hollandalılar Papua Yeni Gine'ye daha çok ilgi göstermeye başladı, Papualılar üçüncü defa, "Kargo zamanı geldi," diye düşündüler. Her kargo zamanında kargoları getirenler maalesef çok az malı yerlilere bıraktılar, bu yüzden de yerliler için tek çare “çalmak”tı.

Annem bana hamileyken, ablam üç yaşında ve ağabeyim iki yaşındaymış. 1948 yılında Hollanda bandıralı bir gemiyle Makassar'dan Yeni Gine'ye taşınmışlar. Yeni Gine'ye gelince kaptan, "Gemide bir


Annem, aağabeyim Tom, kardeşim Karian ve ben, 1950.

Beni hemen hemen her gün Pasifik Plajı'ndaki ağacın gölgesinin altına götürüyorlardı. Annem beni yukarıdaki bebek kafesinin içine koyuyordu.