Sayfa:Carel Zwollo.pdf/220

Bu sayfada istinsah sırasında bir sorun oluştu

218

mühendisiydi. Benim mevcut durumu anlama, sorunu saptama ve çözüm geliştirme konusunda kullandığım ‘sor, sapta, çöz’ metotlarımı beğenmiş ve, “Biz bu projede ağaç kesmiyoruz, ağaç dikiyoruz!” sloganımı da kabul etmişti. Sadece, “Biz çam ağacı dikmiyoruz, siz köylülerin tercih ettiği ağaçları da, örneğin meyve ağaçları ve kavak fidanlarını da dikeceğiz,” bölümünden hoşlanmamıştı. O zamanki TKV modelleri başarılı mıydı? Evet, başarılıydı. 1970-1980 yılları arasında TKV, “yalnız bir koyun” gibiydi. Dar bir alanda sonuçlar almıştı; fakat TKV bir vakıftı, genel anlamda bir sivil toplum örgütüydü. Bu konuda Türkiye’nin 1990-2013 durumuna dair bir noktaya değinmek istiyorum. Türkiye 1983’ten itibaren çok hızlı bir şekilde gelişti. Her dört kişiden üçü büyük şehirlerde yaşıyordu. 1993’ten sonra en çok göç Doğu ve Güneydoğu Anadolu illerinden oldu. Büyük kentlerdeki sivil toplum kuruluşları hızla çoğaldı. 1996 yılında Habitat II- İnsan Yerleşmeleri üzerine Birleşmiş Milletler Konferansı İstanbul’da organize edildi ve orada Türkiye’nin gönüllü örgütleriyle ilgili ilk rehber kitap yayımlandı. Türkiye bu konuda Batı Avrupa gibi bir ülke oldu; fakat bir fark görüyordum. Bu görüşüme neden olan olayları ilk olarak 1970li yılların ortasında Bodrum’da anlamıştım. Bodrum’da balıkçılık yapan kaptanlar tek bir kaynaktan başka kaynaklar da kullanıyorlardı. Bu durumu Türkiye’de genel

Dünya Bankası’nın faizli krediyle desteklediği Yukarı Fırat Havzası Rehabilitasyon Projesi’nde tuttuğum notlar ve çizimler.